"شيئاً لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • hiçbir şey
        
    • birşey
        
    • olmayan bir şeyi
        
    • gitmeyen bir şey
        
    • olmayan bir şey
        
    • olmayan bir şeye
        
    Dinle beni, sen bir şey söylemiyorsun hiçbir şey yapmıyorsun. Open Subtitles اسمعني، لا تقل شيئاً لا تفعل شيئاً ولا تكتب شيئاً
    Ve hızlı öğrenirim, hiçbir şey beni ürkütemez. Ölmekten korkmam. Open Subtitles أنا أتعلم بسرعة و لا أخشى شيئاً لا أخشى الموت
    Hepsi senin hiç birşey istemiyorum bela istemiyorum. Open Subtitles خذه كلّه؛ لا أريد شيئاً لا أريد أيّ متاعب
    Sahip olduğun bir şey yok. Senin olmayan bir şeyi nasıl kaybedebilirsin? Open Subtitles لا تملكين أي شيء كيف تخسرين شيئاً لا تملكينه ؟
    Tabii hoşuma gitmeyen bir şey yapmadıkları sürece. Sonra onların yağda yumurtalarını, yağlarım ve yumurtalarımla tanıştırıyordum. Open Subtitles إلّا إذا فعلتم شيئاً لا يعجبني، عندها أعرّف البيض و اللحم على شبيهها لديّ.
    Fark edersiniz ki, bütün bu adamlarda bende olmayan bir şey var. TED ستلاحظون , أنهم جميعاً يمتلكون شيئاً لا أمتلكه
    Ama benim olmayan bir şeye sahip, sana. Open Subtitles لكنه يملك شيئاً لا أملكه، وهي أنت
    Hayatı kendin için daha rahat kılmak için hiçbir şey yapmıyorsun. Open Subtitles فأنتِ لا تفعلين شيئاً لا يتعلّق بجعل الحياة أكثر راحة لكِ
    Benim hikayem burada sona eriyor, ucuz romanlarda olduğu gibi tam zamanında hiçbir şey zayıflamadığında hiçbir şey yıpranmadığında, hiçbir şey eksilmediğinde sona eriyor. Open Subtitles قصتي تنتهي هنا مثل رواية متسلسلة في تلك اللحظة الرائعة حيث لا يضعف شيئاً لا شيء يتضاءل ، لا شيء مخيب للآمال
    hiçbir şey yoksa kaybedecek bir şeyde yok. Open Subtitles أجل, عندما لا تملكين شيئاً لا يكون لديكِ ما تخسريه, صحيح؟
    hiçbir şey yapması beklenmeyen at hiçbir şey yapmıyor. Open Subtitles الحصان الذي لم يتوقع أحد أن يفعل شيئاً لا يفعل شيئاً بالفعل
    hiçbir şey çalma, karıştırma, kesme. Open Subtitles لا تشغل شيئاً لا تدندن، لا تقطع، لا تخلط
    Ama hiçbir şey olmadı. Bu olayları garipleştirmemeli. Open Subtitles ولكن لم يحدث شيئاً لا يُفترض أن تصبح العلاقة بيننا غريبة
    Yapmamanız gereken birşey. Open Subtitles تفعل شيئاً لا يجب أن تفعله وذلك كل ما تشتهيه
    Ve aynı zamanda, kimse birşey almayacak. Open Subtitles و في الوقت الحالي لا يأخذ أحد شيئاً لا توجد استثناءات
    Ve aynı zamanda, kimse birşey almayacak. Open Subtitles و في الوقت الحالي لا يأخذ أحد شيئاً لا توجد استثناءات
    Bakın, ben de satıcıyım, o yüzden ihtiyacım olmayan bir şeyi enayi gibi alacağımı düşünüyorsanız, tekrar düşünün. Open Subtitles أنظر، أنا في عالم المبيعات أيضاً لذا، إن كنت تريد أن تخدعني لأشتري شيئاً لا أريده فعليك أن تفكر من جديد
    Geçen gece sizin olmayan bir şeyi aldınız. Open Subtitles في الليلة الماضية، أنّكِ أخذتِ شيئاً لا يعود إليك.
    Büyüdükçe, karnımda haksız bir his duymaya başladım, sanki yapmamam gereken bir şey yapıyormuşum gibi; benim olmayan bir şeyi alıyor; bir hediye alıyor, ama üzerinde başkasının adı yazıyor. TED كما ترون، عندما كبرتُ، بدأ شعورٌ بغير الشرعية ينغل داخل معدتي، وكأنني أفعل شيئاً لا يجب عليَّ فعله، أخذ شيء ليس ملكاً لي، كاستلام هدية، باسم شخصٍ آخر عليها.
    İşleri batırırsan, ya da kaçarsan veya hoşuma gitmeyen bir şey yaparsan kendini hapishanede bulursun. Open Subtitles لو أخفقت، أو هربت، أو فعلت شيئاً لا يُعجبني، فإنّك ستكون بالسجن.
    Orada hoşuna gitmeyen bir şey görürsen tetiği çekmeden önce düşün. Open Subtitles إذا رأيت شيئاً لا يروق لك بالخارج، فلتفكّر ملياً قبل ضغط هذا الزناد!
    Bende diğer oyuncularda olmayan bir şey var çünkü. Open Subtitles لأنني أملك شيئاً لا يملكه الممثلون الآخرون
    Çaresi olmayan bir şey için bana kızgın olman adil değil. Open Subtitles ليس منصفاً بان تكوني غاضبه بشأن شيئاً لا أستطيع تغييره
    Bizde olmayan bir şeye sahipler. Open Subtitles أن لديهم شيئاً لا نملكه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more