Bakılmadık birkaç şey daha var. Ama pek bir şey beklemiyorum. | Open Subtitles | لم أنظر في بعض المصادر ولكن لا أتوقع شيئاً يذكر |
Söyledim ya, bir şey yoktu. | Open Subtitles | قد أخبرتُكَ بالفعل، لم يكن شيئاً يذكر |
Polisler bir şey bulamadığına göre belki bu onların aşk hikayelerinin sonuydu. | Open Subtitles | بما أن الشرطة لم تفعل شيئاً يذكر... من واجبنا تخليد ذكرى قصة حبهما |
bir şey değildi zaten. Ben yapmadım. | Open Subtitles | اجل هذا لم يكن شيئاً يذكر لم افعلها |
- bir şey değil... - Sorun değil, gerçekten. | Open Subtitles | لم يكن شيئاً يذكر |
Ben bir şey yapmadım. | Open Subtitles | لم أفعل شيئاً يذكر. |
Bu MLK-441'den bir şey çıkmayabilir. | Open Subtitles | اسمع، قد لا يكون (إم إل كيه 441) شيئاً يذكر |
bir şey yapmadık. | Open Subtitles | لم يكن شيئاً يذكر |
Hiç bir şey yapmadım. | Open Subtitles | أنا لم أفعل شيئاً يذكر |
- Önemli bir şey yok. | Open Subtitles | إنّه ليس شيئاً يذكر |
Yani Penny'nin elinde bir şey yok. | Open Subtitles | أوه, إذاً (بيني) لن تقدم شيئاً يذكر |