"صارخاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • bağırarak
        
    • bağırıyordu
        
    • ve "
        
    • koşar
        
    • çığlık atarak
        
    Bazen bizi tekmeleyerek ve bağırarak ilerletmeye çalıştın ama günün sonunda, sen haklıydın. Open Subtitles أحياناً توجب عليه جرنا ,للأمام راكلاً و صارخاً .لكن في النهاية, كُنتَ محقاً
    Sizi öldürme umuduyla, ormandan fırlayıp bağırarak size doğru nasıl koştuğunu gördüğümüzde her zaman hayrete düşüyorduk, en azından ben düşüyordum. Open Subtitles لكن دائماً ما كان يثير تعجبنا وتعجبى أنا تحديداً كيف يتسنى لرجل يتسلل لقتلك أن يخرج إليك صارخاً فى وجهك
    Bir kasap bıçağını sallayarak ve bağırarak odama girmezsen minnettar kalırım. Open Subtitles لا أرغب منك بدخول غرفتي حامل سكينة مطبخ وتركض صارخاً
    Kıyafetlerimi çıkarmamı söyledi, ama çıkarmadım, çok sinirlendi, ve elbisemi çekiştirmeye başladı, ben de banyoya koştum, arkamdan hala bağırıyordu. Open Subtitles طلب مني خلع ملابسي ولكنني لم أرد ذلك فثار وجذب ثوبي لذلك هرعت إلى المرحاض وأخذ يناديني صارخاً
    Bir serserinin ağzındaki sigaraya bir fiske vurursun... beş dakika sonra "polis zulmü" diye belediye başkanına koşar... ve yufka yüreklileri de ayağa kaldırır. Open Subtitles فلو نزعت سيجاراً من فم مجرم فسيكون بعد خمس دقاءق بمكتب العمده صارخاً من وحشية الشرطة وحاشدا أصحاب القلوب الدامية
    Yangından kaçarcasına, çığlık atarak geldi. Open Subtitles لقد عاد إليّ صارخاً كما لو كان يهرب من حريقاً
    Ama sabahın 4:30'unda penceremin altında bağırarak belirene kadar devam devam ettiğini düşünüyordum, Ben. Open Subtitles خلتك تطويها، لكن بعدها أتيت تحت شرفتي صارخاً في الرابعة صباحاً و30 دقيقة
    Onu ağaçlara kadar delirmiş, çığIık çığlığa bağırarak kovalamış, Open Subtitles بهذه الكلمات، طارده بين الأشجار ..وفي الوديان، صارخاً
    bağırarak içeri geldi bende neler olduğuna bakmak için dışarı çıktım. Open Subtitles لقد أتى صارخاً, فذهبت للخارج لأرى ماكان يجري
    Lütfen, altına işeyip bağırarak kaçtı. Open Subtitles رجاء, سيبلل سرواله و يجري صارخاً
    - Onunla bu tamamen farklı şeyler. Bu daha kötü. Bizim çocuğumuz bağırarak odayı terk edemez. Open Subtitles -هذا ليس نفس الشيء تماماً لا ، إنه أسوء ، أبننا لايستطيع الهروب من الغرفة صارخاً
    "Seni kurtaracağım" diye bağırarak kanepenin üstünde zıplardı. Open Subtitles و القفز علي من على الأريكة , صارخاً "! سأقوم بأنقاذك"
    Sonra kalkıp, bağırarak kaçtım. Open Subtitles ووقفت, وجريت صارخاً.
    Cuma merak ediyor, ne çeşit bir aptal bütün bu tuzakları kurduktan sonra silahsız bir şekilde bağırarak sahile doğru koşar. Open Subtitles يتعجّب( فرايداي)كيفيبنيأحمقاً.. كل هذه الأفخاخ، ثمّ يركض صارخاً نحو الشاطئ بدون سلاح؟
    - bağırarak saldır ona! Open Subtitles اركضنحوه,صارخاً!
    Adam, " Anne." diye bağırarak sürüklendi. Open Subtitles تم سحبه، صارخاً "ماما"
    Richard'ı gördüğünde onan yaptığı şeyi Bırakması için yalvarıyordu. Bana bağırıyordu. Open Subtitles حين رأى (ريتشارد) كان يترجّاه أن يكفّ عمّا كان يقوم به، صارخاً في وجهي.
    Dün gece sokağa fırladı Dusseldorf'daki fabrikaya düşen bombalar hakkında bir şeyler bağırıyordu. Open Subtitles لقد انحرف خارجاً إلى إحدى الأزقة ليلة أمس (صارخاً بأن القنابل تلقى فوق معمل في (داسلدورف
    Calut koşar adımla gelirken korkunç şekilde kükrüyormuş. Open Subtitles وأتى (جولاياث) راكضاً صارخاً صرخته الشنيعة
    çığlık atarak o tarafa koşarım, böylece size, garaja ulaşacak kadar zaman kazandırırım. Open Subtitles سأركض صارخاً و هذا سيمنحكم وقتاً لتصلوا للجراج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more