"صالحها" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyiliği
        
    • lehine
        
    • yararına
        
    Kendi iyiliği için, tekrar gemiye bindirmeden önce sakinleştirici vurmam gerekebilir. Open Subtitles ، لأجل صالحها ربما أحتاج أن أخدرها كي أجعلها تصعد على المتن
    Kendi iyiliği için, tekrar gemiye bindirmeden önce sakinleştirici vurmam gerekebilir. Open Subtitles ، لأجل صالحها ربما أحتاج أن أخدرها كي أجعلها تصعد على المتن
    Kızının iyiliği için olduğuna annesini ikna etmeliyiz, ki elbette onun ilgilendiği tek şey bu. Open Subtitles لا بد أن تجدي حجة لإقناع أمها أن هذا سيكون في صالحها هي وهذا بالطبع ما يهمها فقط
    Kadın özgür bir bireyse onun söylediklerine inanır ve onun lehine karar verirler. Open Subtitles لو كانت امرأة حرّة، كانوا ليصدقون كلامها، ويصدرون حُكم في صالحها.
    Asıl benim dediğim yapılmazsa Dahlia'nın lehine olacak. Open Subtitles عدم الامتثال لأوامري هو ما يصب في صالحها.
    Ki bu, hiç de onun yararına olmamış. Open Subtitles مما يشير إلى أن هناك من كان قلق على صالحها
    Bana dediği şey... "Kapat koca ağzını, bu onun yararına." Open Subtitles و قال لي لأن افقل فمي اللعين وأن هذا كله من صالحها
    Belki kendi iyiliği için bunu yapması lazım. Open Subtitles حسنًا لو كان في صالحها ربما ينبغي عليها القبول
    Bunları. Onu kendi iyiliği için terk etmeni. Open Subtitles أنا لا أفهم موضوع "هذا من أجل صالحها"، هذا سخيف
    Anlıyorum seni anne ama bu onun iyiliği için. Open Subtitles أفهم ذلك، يا أمي، لكن الأمر في صالحها.
    - Öyle mi? İnan bana, bu onun iyiliği için. Open Subtitles صدّقني، هذا من أجل صالحها.
    Lex bunun onun iyiliği için olduğuna bizi inandırdı. Open Subtitles أقنعنا (ليك) أن ذلك في صالحها.
    Onun iyiliği için. Open Subtitles لأجل صالحها.
    Çünkü şimdiye kadar odaya ve arabaya bir göz attı ve durumu kendi lehine çevirmenin yollarını arıyor. Open Subtitles لأنهاالآنأصبحتتنظرإلىالبدلةوالسيارة... وستحاول أن تجعل الأمر في صالحها
    - Ve hâkim de annemin lehine karar verdi. Open Subtitles وحكم القاضي في صالحها و... ...وأعطاها كل المال
    Hakim onun lehine karar verdi. Open Subtitles وحكم القاضي في صالحها و...
    Bana dediği şey... "Kapat koca ağzını, bu onun yararına." Open Subtitles و قال لي لأن افقل فمي اللعين وأن هذا كله من صالحها
    Hızlı konuşuyor ve söyledikleri hiç yararına değil. Open Subtitles يمكنها التحدث بسرعة وهو مما ليس في صالحها
    Ama, bu bir şekilde onun yararına oldu. Open Subtitles ولكن بطريقة ما صبَّ الأمر في صالحها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more