Bir kere basman yemeği yenilebilir hale getirmeye yeter. | Open Subtitles | قليلا منها كافى لجعل الطعام القوقازى صالح للأكل |
Çekirge sürüsü yolu üzerindeki yenilebilir her şeyi tüketecek. | Open Subtitles | سوف يستهلكون أي شئ صالح للأكل يقع في طريقهم. |
Tanrı yenilebilir olsaydı, gerçi ben Katolik değilim, ama Tanrı yenilebilseydi eminim parmak tavuk olurdu. | Open Subtitles | تنفذ بهذه السرعه ان كان الإله صالح للأكل انا لست كاثالوكي لكن ان كان رائعاً أكل الإله |
Biri bunu yenebilir bir şeyle değiş tokuş eder mi? | Open Subtitles | هل ترغب أحدكن بالتجارة بشيئء ما صالح للأكل |
Yardımcı olduğundan emin misin? Beslenme çantanda yiyecek bir şey var mı? | Open Subtitles | بالفعل لقد ساعدتني أيها الغريب هل لديك أي شيء صالح للأكل في صندوق الغداء هذا ؟ |
Anlaşılan yenilemez yemek, ayrıca. | Open Subtitles | أجل, من الواضح أنّه لا وجود لغذاء صالح للأكل أيضاً. |
Aynı zamanda yenebiliyor çünkü bildiğiniz gibi... | Open Subtitles | إنه أيضاً صالح للأكل لأن أنت تعرف، هؤلاؤ الناس |
yenilebilir mi diye soruyorum çünkü kesinlikle üzüm gibi kokuyor. | Open Subtitles | حسناً، انا أسئل أذا هو صالح للأكل لأنها بالتأكيد تفوح منها رائحة العنب |
Kumluk deniz tabanındaki alglerin çoğu yenilebilir, damsel çiftlikleri yeşil bölgeler, bazı türleri teşvik eder, diğerlerini engeller, ve nazikçe etrafındaki yerşeklini değiştirir. | Open Subtitles | الكثير من الطحالب التي تنمو في قاع البحر الرملي صالح للأكل, لذلك تقوم الفتاة بالحرث في الرقع الخضراء, تشجيع بعض الأنواع, وقرص آخرين, |
- Yemekleri çok şey bulmadım... - yenilebilir? | Open Subtitles | .. أجل ، لم أجد ذلك الطعام الذي أطعمونا إياه صالح للأكل ؟ |
Tavşan, ayıya "Hayır, Ödip kompleksi dedim yenilebilir demedim" demiş. | Open Subtitles | يَقُولُ لذا الأرنبُ إلى الدبِّ، "لا، لا. قُلتُ، 'Oedipal' لَيسَ ' صالح للأكل." ' |
Etrafı soyulmuş beyaz, siyah ve saydam yer mantarıyla kaplanmış ve üstünde de yenilebilir 25 karatlık altın tabaka var. | Open Subtitles | وزينت بورق ذهب 24قيراط صالح للأكل |
Fındık, meyve, yenilebilir ağaç kabuğu. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}المكسرات والفواكه، لحاء شجرة صالح للأكل |
Bu yenilebilir görünmüyor. | Open Subtitles | هذا لا يَبدو صالح للأكل. |
Oh, bu çok... yenilebilir. | Open Subtitles | إذن هذا صالح للأكل. |
yenebilir bir meyve verirlerse daha hoş olacaktır. | Open Subtitles | سيكون لطيفاً لو أنهم ينتجون فاكهة أو شّيء ما صالح للأكل. |
Ve göreceklerinizin hemen hemen hepsi yenebilir, tadılabilir... | Open Subtitles | و كل ما سترونه بالداخل صالح للأكل |
yenebilir olsaydı, şimdiye hepsini yemiştim. | Open Subtitles | إن كان صالح للأكل لأكلته |
- Belki aşağıda yiyecek bir şeyler vardır. | Open Subtitles | ربما شئ ما صالح للأكل في الاسفل |
Muhtemelen yemeklerin yenilemez halde olduğunun farkındasınızdır. | Open Subtitles | ربما لاحظتم من ان الطعام غير صالح للأكل الآن |
Hem şık, hem de yenebiliyor. | Open Subtitles | -أنيق و صالح للأكل . |