"صحيح أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğu doğru
        
    • olmadığı doğru
        
    • geçeceği doğru
        
    • fikri senden mi
        
    • doğrudur
        
    Terimin etrafında bir çok aldatıcı olduğu doğru ve bu çok talihsiz bir durum çünkü büyük veri toplumun ilerleyeceği çok önemli bir araçtır. TED صحيح أنه أثار ضجة كبيرة كمصطلح، وهذا أمرٌ مؤسف، لأن البيانات الضخمة تعد أداةً مهمةً جداً لمساعدة المجتمع على التقدم.
    Gerçekten de İtalya'daki en önemli adam olduğu doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنه بالفعل الرجل الأكثر أهمية في إيطالية
    Burada içki için yaş sınırı olmadığı doğru mu? Open Subtitles هل هذا صحيح أنه ليس هناك سن قانوني للشرب. ؟
    - Hiç sevgilim olmadığı doğru. Open Subtitles صحيح أنه ما كان عندي حبيب من قبل.
    Eğer genç, prensesliği reddederse Cenova yönetimine sizin ailenizin geçeceği doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنه لو لم تقبل الفتاة الاضطلاع بمسئوليتها كأميرة ستتولى أسرتكم حكم جنوفيا ؟
    Floransa'yı sembol ettiği fikri senden mi çıktı? Open Subtitles هل صحيح أنه أعد ذلك ليُمثل "فلورنسا"؟
    Tek bir yağmur damlasını alıp nereden geldiği ve nereye düşeceğini söyleyemeyeceğiniz doğrudur. TED صحيح أنه لا يمكنك تتبُّع قطرة مطر وتحديد من أين أتت وإلى أين ستتجه.
    Rahimde öldürdüğüm bir ikizim olduğu doğru mu? Open Subtitles هل هو صحيح أنه كان لدي توأم قد قتلته في الرحم؟ هذه الواحدة غير صحيحة
    Ama etkileyici bir sporcu olduğu doğru. Open Subtitles لكن.. صحيح أنه من أحد الرياضيين المثيرين للإعجاب
    Benden vazgeçmeyen öğretmenlerimin olduğu doğru ve onlara sahip olduğum için çok şanslıydım, çünkü çoğu zaman onlara, bana yatırım yapmak için hiçbir sebep olmadığını TED صحيح أنه كان لدي معلمين لم يفقدوا فيني الأمل وكنت محظوظاً لحصولي على هؤلاء المعلمين؛ لأني كنت غالباً ما أمنحهم الدافع للتفكير بأنه لا يوجد أي سبب لتعليمي.
    Pirate Bay bilgisayarlarının arasında size air olan bit bilgisayar olduğu doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنه من بين الحواسيب المستخدمة "في موقع "قراصنة الخليج يوجد حاسوب واحد يخصك؟
    Parozminin nedenlerini bulmanın zor olduğu doğru ayrıca tedavisi de yok. Open Subtitles صحيح أنه كان من الصعب العثور على سبب لمرض الـ بارسوميا هو مرض ضعف حاسة الشم التي تتميز بعدم قدرة الدماغ على تحديد صحيح للرائحة ولم يكن هناك أيّ علاج له أيضاً
    Altı yıl önce sarhoş olup, taşkın davranışlar gösterdiği için tutuklandığı ve tutuklanmaya direnirken, polisi hazırlıksız yakalayıp ona vurduğu ve başını çarpmasına neden olduğu doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنه تمّ اعتقاله قبل ست سنوات بسبب الثمالة والاضطراب... وبينما كان يقاوم ذلك الاعتقال،
    Benim öz kardeşim olmadığı doğru. Open Subtitles صحيح أنه ليس أخي الحقيقي
    Hiçbir işin küçük olmadığı doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنه لا يوجد عمل صغير؟
    Hiçbir işletmenin küçük olmadığı doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنه لايوجد عمل صغير؟
    Eğer genç, prensesliği reddederse Cenova yönetimine sizin ailenizin geçeceği doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنه لو لم تقبل الفتاة الاضطلاع بمسئوليتها كأميرة ستتولى أسرتكم حكم جنوفيا ؟
    Floransa'yı sembol ettiği fikri senden mi çıktı? Open Subtitles هل صحيح أنه أعد ذلك ليُمثل "فلورنسا"؟
    Sosyal iletişimde kişilerin ortak önceliklerinin olduğu doğrudur. Birbirini taklit etmek bazen faydalıdır. TED الآن، صحيح أنه عندما يكون للأفراد في شبكة اجتماعية أولويات مشتركة، فإنه غالبا ما يكون من المفيد نسخ بعضهم البعض.
    Yıldız Geçidi'i çalıştırdığımız altı yıl boyunca bazı düşmanlar edindiğimiz doğrudur. Open Subtitles صحيح أنه خلال الست سنوات التي أدرنا فيها البوابة النجمية قد شكلنا عداوات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more