Haklısın. Hata bende. | Open Subtitles | صدقتِ ، إنها غلطتي |
Haklısın tanışmıştık, düğünde. | Open Subtitles | صدقتِ ، لقد التقينا في الزفاف |
Haklısın. Tıpkı benim buradan bir an önce çıkıp, Kenzi'ye ne olduğunu anlayacağım gibi. | Open Subtitles | صدقتِ فقط عندما أخرج من هنا |
Sana söylediği hikayeye gerçekten inandın mı? | Open Subtitles | هل صدقتِ حقاً القصة التي أخبرتكِ بها؟ |
Buna hiç inandın mı? | Open Subtitles | هل صدقتِ أنتِ ذلك؟ |
İstifamı vereceğim. Haklıydın. Tehlikeli olduğumu söylemiştin, öyleyim. | Open Subtitles | سوف أقدّم إستقالتي، لقد صدقتِ فقد قلتِ بأنني خطير، وأنا خطير حقاً |
Çok Haklısın. | Open Subtitles | صدقتِ وكلامك الحقّ. |
Haklısın. Bir mesaj iletmeye geldim. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}صدقتِ أحمل رسالة |
Haklısın. | Open Subtitles | صدقتِ. |
Evet. Haklısın. | Open Subtitles | أجل، صدقتِ |
Haklısın. | Open Subtitles | صدقتِ |
Evet, Haklısın. | Open Subtitles | أجل، صدقتِ |
Haklısın. Çok utanıyorum. | Open Subtitles | صدقتِ. |
Evet Haklısın. | Open Subtitles | صدقتِ |
Haklısın Dorota. | Open Subtitles | (صدقتِ يا (دوروتا |
Haklısın. Ona söyleme. | Open Subtitles | (صدقتِ لاتخبري (توبي |
Haklısın. Öyleydi. | Open Subtitles | نعم صدقتِ |
Buna inandın mı? | Open Subtitles | وأنتِ صدقتِ هذا |
Buna inandın mı? | Open Subtitles | وانتِ صدقتِ هذا؟ |
Ve durumu da babamın kılıcının eseri. Haklıydın. | Open Subtitles | وحالتها هي نتيجة لسيف أبي، صدقتِ |
Özür dilemeye geldim çünkü Haklıydın. | Open Subtitles | عمَّ تود الحديث يا (كوينتن)؟ -جئت للاعتذار لأنّك صدقتِ . |
İster inan ister inanma, seni benim düşündüğüm kadar düşünüyor. | Open Subtitles | وهو قلق عليك مثلي تماما سواء صدقتِ هذا أم لا |