"صديقاً لي" - Translation from Arabic to Turkish

    • benim arkadaşım
        
    • dostumdu
        
    • arkadaşımdı
        
    • benim dostum
        
    • bir arkadaşım
        
    • bir arkadaşıma
        
    • bir arkadaşımı
        
    • Bir arkadaşımın
        
    O benim arkadaşım olana kadar ben de onla arkadaş olmak istemiyordum. Open Subtitles وحتى يمكنه أن يكون صديقاً لي لم أريده أن يكون صديقاً لي. ‏
    O benim arkadaşım falan değildi! Open Subtitles لم يكن صديقاً لي!
    dostumdu; Ara sıra konuşurduk. Open Subtitles لقد كانَ صديقاً لي وبقينا مرتبطين
    Şey, benim arkadaşımdı. Biraz daha zaman verilirse parayı ödeyeceğini söyledi. Open Subtitles لقد كان صديقاً لي وطلب بعض الوقت حتى يتمكن من إرجاع النقود
    Pek dostum yokken John benim dostum oldu. Open Subtitles جون ظل صديقاً لي بينما لم يفعل آخرون
    Evet ama özel bir arkadaşım değil. Open Subtitles نعم , و لكنه ليس صديقاً لي على وجه الخصوص
    Geneleve gittim, ilk içkimi içtim bir arkadaşıma veda edip, bir başkasını toprağa verdim. Open Subtitles قد ذهبت إلى بيت دعارة قد تناولت شرابي الأول ودّعتُ صديقاً لي, ودفنت آخر
    Bu binaya girdikten sonra çıkmayan bir arkadaşımı arıyorum daha doğrusu. Open Subtitles لا، أقصد أن صديقاً لي دخل منذ بعض الوقت ولم يخرج بعد.
    Bir arkadaşımın veriyor olduğu inanılmaz bir hizmet. Open Subtitles انها تلك الخدمة المذهله التي يديرها صديقاً لي
    Damien Fontleroy benim arkadaşım değil. Open Subtitles -كلاّ، (داميان فونتليروي) ليس صديقاً لي .
    O, benim dostumdu. Open Subtitles لقد كان صديقاً لي
    Babalık dostumdu. Open Subtitles لقد كان"بوب"صديقاً لي.
    Kanaldan bir arkadaşımdı. Open Subtitles لقد كان صديقاً لي من محطة تلفاز
    Hayır, o benim hukuk fakültesinden arkadaşımdı. Open Subtitles لا، كان صديقاً لي من كليّة المحاماة.
    O alçak Hooke benim dostum filan değil. Open Subtitles ذلك الوغد هوك ليس صديقاً لي
    Riley'nin dostu benim dostum demektir. Open Subtitles اي صديق لـ (رايلي) هو صديقاً لي
    Onları tutuklamaya çalışan dedektif benim bir arkadaşım. Open Subtitles المحقق الذي حاول إعتقالهما صديقاً لي اطلق عليه النار، أيضاً
    Sonra bir süreliğine boşlukta kaldım. Ne yapacağımı bilemedim. Yayıncılık işinde bir arkadaşım vardı ve bana bir iş teklif etti ve işte karşındayım. Open Subtitles بعدئذٍ تخبطتٌّ لبرهة , متحيراً , إلى أن قابلت صديقاً لي قدم لي عملاً في مجال النشر و الطباعة و ها أنا الآن
    Ulusal Güvenlik'teki bir arkadaşıma Gamble'ın bütün isimlerine bakmasını söyledim. Open Subtitles سألت صديقاً لي في الأمن الداخلي لوضع إنذار لكل إسم مستعار لدينا لـ غامبل
    bir arkadaşımı arıyorum. Open Subtitles فأني هنا كي أبحث عن صديقاً لي.
    Eski Bir arkadaşımın çalıştırdığı bir yere. Open Subtitles إنه مكان يُديره صديقاً لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more