buradaki arkadaşım varken yapamazsın. O da özel biri. | Open Subtitles | ليس مع صديقي هنا هو مميز أيضاً |
Gördünüz mü, ben o tür bir bilim adamı değilim ve buradaki arkadaşım da... | Open Subtitles | انظر ، أنا لست هذا النوع من العلماء و صديقي هنا... |
Bu dostum, beni bir Amerikan gazetesinde El Salvador'un Patton'u diye yazdı. | Open Subtitles | صديقي هنا , كتب عنّي في الصحف الامريكية كتب عن سيرتي الذاتية كزعيما في السلفادور |
Bu arkadaşım, hala hayatının kalanı boyunca yaşayacağı yatağı yapıyor. | Open Subtitles | صديقي هنا لا تزال تبذل السرير وقال انه سوف يكون للكذب في بالنسبة لبقية حياته. |
Harika görünüyorsun. Arkadaşım geldi. | Open Subtitles | انت تبدو رائعاً, لكن صديقي هنا. |
Daha dostum burada gerçek Texas yemeklerinin tadına bakmadı. | Open Subtitles | ليس حتى صديقي هنا يذوق بعض الطبخ تكساس الحقيقي |
Beni dinlemediğin için arkadaşım burada yatıyor. | Open Subtitles | صديقي هنا لأنك لم تستمع لي |
Arkadaşlar, buradaki dostumla birkaç dakika yalnız kalabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | يا رفاق، هل لي ببعض دقائق مع صديقي هنا على انفراد من فضلكم؟ |
Paranı alıp, bir hayır için kullanırdım ama yanımdaki arkadaşım, çocuksu sadeliğin ahlak bekçisi. | Open Subtitles | لكن صديقي هنا أستاذ أخلاقيّ بسذاجة طفولية |
Buradaki arkadaşımın kusuruna bakmayın. Kafası karıştı. | Open Subtitles | يجب أن تسامح صديقي هنا فهو مشوش |
Sadece, buradaki arkadaşım gördüğünüz gibi, kendisi bütün günü ormanda yürüyerek geçirdi. | Open Subtitles | ...فقط صديقي هنا ظلّ يتجوّل عبر الغابة طوال اليوم |
Yoksa buradaki arkadaşım hareketlerinden tahrik olabilir. | Open Subtitles | وإلا صديقي هنا سوف يُثار بسبب حركاتك |
- buradaki arkadaşım kasabada yeni. | Open Subtitles | إن صديقي هنا جديد في البلدة. |
Bu dostum Modern Sanatlar MÜzesinin eleştirmenidir.O diyor ki... | Open Subtitles | نعم ، و صديقي هنا ، ناقد فنيمنالمتحفالحديثيقول ... |
Bu dostum fazla dayanamaz. | Open Subtitles | صديقي هنا ليس لديه شئ لمدة طويلة |
Bu arkadaşım sana 375 verir. | Open Subtitles | صديقي هنا سيعطيك 375. |
Bu arkadaşım büyük bir dedektiftir | Open Subtitles | Uh، صديقي هنا a مخبر كبير |
Oo, erkek Arkadaşım geldi.. Gitmem gerek. | Open Subtitles | صديقي هنا يجب أن أذهب. |
Gitmem gerek. Arkadaşım geldi. | Open Subtitles | سأذهب صديقي هنا |
Oturmamı istedi, "gitmeliyim, dostum burada..." dedim. | Open Subtitles | و أنا قلت بأن علي الذهاب صديقي هنا |
Erkek arkadaşım burada. | Open Subtitles | صديقي هنا |
Arkadaşlar, buradaki dostumla birkaç dakika yalnız kalabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | يا رفاق، هل لي ببعض دقائق مع صديقي هنا على انفراد من فضلكم؟ |
Hemen yanımdaki arkadaşım Randy Avusturalya'nın önde gelen koala uzmanlarından birisidir! | Open Subtitles | صديقي هنا خبير بارز (في دببة الكوالا في (أستراليا |
Buradaki arkadaşımın yaşayan bir beyni var. | Open Subtitles | صديقي هنا لديه دماغ حيوي |
Araba kazamdan sonra, beni baştan yeniledi... Şimdi de ona erkek arkadaşımı, kronik sırt ağrıları için getirdim... | Open Subtitles | أما الآن فقد أحضرت صديقي هنا من أجل مشاكل ظهره المزمنه. |
Ama bu arkadaşımın aksine bana dava açılmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لكني بعكس صديقي هنا ...لست مهتماً بالتقاضي |
O zaman arkadaşım Yüzbaşı Hastings size açıklasın. | Open Subtitles | صديقي هنا الكابتن "هستنغز" سيخبركِ |