Geleneksel anlamda sana daha iyi arkadaş olamadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | أعتذر بأني لم أكن لك صديق جيد بالمعنى التقليدي |
Bundan daha kötü tek şey, "iyi arkadaş" ya da "iyi insan" denmesidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد السيء هو "صديق جيد" أو "شخص لطيف" |
Sen iyi bir arkadaşsın ve ben bunu çok sık söylemem. | Open Subtitles | أنت صديق جيد و أنا لا أقول هذا بما فيه الكفاية |
Gerçekten iyi bir arkadaş olmak istiyorsan, bize bildiklerini anlat. | Open Subtitles | هل تود أن تكون صديق جيد حقًا أخبرنا بما تعرفه |
İyi bir dostsun. | Open Subtitles | انت صديق جيد وانا لن اصر على شيئ كهذا |
- Benim iyi arkadaşımdır. - Eski başkan yardımcısı mı? | Open Subtitles | ـ انه صديق جيد لي ـ تعنين نائب رئيسِ البلدية السابقِ؟ |
Dwight, birbirimizi hep iki iyi arkadaş olarak gördüm. | Open Subtitles | لقد اعتبرتك دائماً صديق جيد لي |
Bak, şimdi çok iyi arkadaş olduk ve hep konuşuyoruz. | Open Subtitles | الان لدي صديق جيد ونحن نتحدث طوال الوقت |
Eğer bahsettiğin o iyi arkadaş bensem... | Open Subtitles | إذا كنت تتحدث عنى و أنت تقول صديق جيد |
Bir haydut için oldukça iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | هل تعلم بالنسبة لخارج عن القانون لقد كنت صديق جيد |
Arkadaşını kurtarmak için hayatını, eşini ve yavrunuzu tehlikeye attın. İyi bir eş ya da baba olmayabilirsin. Ama çok iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | لقد جازفت بحياتك وحياة أسرتك جميعا لإنقاذ صديقك لست أفضل زوج أو أب، لكنك صديق جيد |
Sen ne iyi bir evlat, ne de iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أبداً أن تصبح أبناً جيداً و لا حتى صديق جيد |
İyi bir arkadaş asla söylemez Mary. Ama ben Simon'un da iyi arkadaşıyım. | Open Subtitles | انت صديقه جيده لانك لن تبوحي بالسر ولكني صديق جيد لسايمون ايضا |
Kendimi suçlu hissediyorum çünkü iyi bir arkadaş olmak istiyorum. | Open Subtitles | احس بتانيب الضمير لانى اريد ان اكون صديق جيد |
Buna kim katlanırsa en azından bir tane iyi bir arkadaş var demektir. | Open Subtitles | أية أحد سيتحمل هذا, أعلم أن لديها صديق جيد. |
İyi bir dostsun, bu yüzden bunu senin için yaptım. | Open Subtitles | انت صديق جيد لذلك انا فعلت ذلك من أجلك |
Yani teşekkür etmek istedim. Gerçekten iyi bir dostsun. | Open Subtitles | لذا أردت أن أشكرك، أنت صديق جيد بحق |
Beni eve getirdiğin için sağ ol, Bill. Sen iyi bir dostsun. | Open Subtitles | شكراً على التوصيلة يا (بيل) أنت صديق جيد |
O burayı kuran senatörü destekliyor ve benim çok iyi arkadaşımdır. | Open Subtitles | هو يمثل مجلس الشيوخ المؤسس هنا وهو صديق جيد لي . |
İyi arkadaşımdır, beni çok sever. | Open Subtitles | انه صديق جيد لي انه يحبني كثيرا |
Dr Jackson senin iyi bir arkadaşın, değil mi? | Open Subtitles | دكتور جاكسن صديق جيد لك , صحيح |
Okul hemşiresi iyi arkadaşım olur. Eşinden daha yeni boşanmış. | Open Subtitles | لا أنا صديق جيد مع ممرضة المدرسة انها مطلقة |
James, Edward'la yakın arkadaşsınız sanıyordum. | Open Subtitles | (جيمس) إعتقدت بأنك صديق جيد ل (إدوارد) |