Ona geri gitmesi için bağırdım, ama gitmedi. Beni terketmeyi reddetti. | Open Subtitles | صرختُ فيه ألا يحاول إنقاذي، لكنه رفض أن يتركني |
Korkunç biriydi ve beni ele geçirmeye başlayınca o kadar sesli bağırdım ki onu korkuttum. | Open Subtitles | لقد كان مُرعبًا، لكن حينما حاول الاستحواذ عليّ، صرختُ بأعلى صوتٍ، وأخفته. |
Hatta bana söylediğin gibi elemana bağırdım bile. | Open Subtitles | لقد صرختُ في مُعدّ القهوة كما طلبتِ منّي. |
- Arabaya bağırdığım için özür dilerim. - Ne? | Open Subtitles | أسف لاني صرختُ في تلكَ السيارة ماذا؟ |
Üç gerçek filmde çığlık attım ben. Benim kadar iyi çığlık atan-- | Open Subtitles | صرختُ في 3 أفلام مهمّة، إن كنتُ أجيد أمراً فهو... |
Ona bağırdım, ona korkunç şeyler söyledim, ama onu öldürmedim. | Open Subtitles | لقد صرختُ بوجها و قلتُ لها أشياء فظيعة، لكنني لم أقتلها. |
Ben bağırdım ve kuş yere düştü. Zavallıcık. | Open Subtitles | صرختُ ووقع الطائر على الأرض، المسكين. |
Patlayana kadar evet diye bağırdım! | Open Subtitles | لقد صرختُ بـ "أجل" , حتّى ازرقّ وجهي من الغضب |
Henüz dua etmek için vaktim olmadı. Gerçi dün akşam birkaç kez "Tanrım!" diye bağırdım. | Open Subtitles | لم يكن لديّ وقت كافي لأصلي و أيضاً صرختُ " يا آلهي " عدة مرات في الليلة الماضية |
Sadece refleks olarak... "Pusu" diye bağırdım. | Open Subtitles | كان مجرّد انعكاس، صرختُ: "كمين!" |
Sophie ofiste yığıldığında Kate diye bağırdım.. | Open Subtitles | عندما انهارت (صوفي) في مكتبي صرختُ مستغيثاً بـ (كيت) |
"Yeter çektirdiğin!" diye bağırdım. | Open Subtitles | و صرختُ في وجهه "! لقد طفح الكيل" |
Açıkçası, ona bağırdım. | Open Subtitles | صراحةً ، صرختُ بوجهها |
Ben bağırdım, çok. | Open Subtitles | كثيراً صرختُ |
- bağırdığım için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف لأنّي صرختُ. |
Of ya, seks yaparken dondurma diye bağırdığım için Rosa bana diyet yaptırıyor. | Open Subtitles | كلا ، جعلتني (روزا) أقوم بعمل حَمية عندما صرختُ بـ " بين و جيري " ، أثناء ممارسة الجنس |
çığlık attım. | Open Subtitles | وقد صرختُ. |
Tam anlamıyla çığlık attım. | Open Subtitles | بالفعل صرختُ. |