"صغاره" - Translation from Arabic to Turkish

    • yavrularını
        
    • çocuklarını
        
    • yavruları
        
    • yavrusunu
        
    • Çocuklarıyla
        
    bakın ne kadar da şişman, oda yavrularını beslemeye geliyor. TED انظرو كم هو سمين, إنه عائد لإطعام صغاره
    Brian'ın, doğunca yavrularını görme hakkı var. Open Subtitles براين لديه كل الحق في رؤية صغاره لدى ولادتهم
    Tam erkekçe işte! Pis işlerini yaptırmak için çocuklarını gönderiyorlar. Open Subtitles أمر طبيعي من رجل أن يرسل صغاره ليقوموا بعمله القذر.
    çocuklarını görmek isteyeceği için orada olabileceğini düşünüyorsun ama belki çocukları umurunda değildir. Open Subtitles يرى صغاره ، لكن ربما هو لايعير اي اهتمام لصغاره
    Minicik çalıkuşu bile yuvadaki yavruları korumak için baykuşla çarpışmaya hazırdır. Open Subtitles فأصغر الطيور وأضعفها يدافع عن صغاره في العش عند قدوم البومة
    Bu minik zehirli ok kurbağası, yavrusunu sırtında taşıyor. Open Subtitles هذا ضفدع سـهم السـمّ الصغير فهو يحمل أحد صغاره على ظهره
    Son fosiller, bu tip dinozorların Çocuklarıyla ilgilenip onları koruduklarını göstermiştir. Open Subtitles بيـَّنت لنا الأحافير الحديثة أنَّ هذا النوع من الديناصورات يعتني و يحمي صغاره
    Mavi kelebek gibi o da yavrularını karınca yuvasına yerleştirmek istiyor. Open Subtitles هو الآخر كالفراشة الزرقاء يريد ايصال صغاره لعش النمل.
    yavrularını korumak istiyor, derim ki yapmasına izin verelim. Open Subtitles يريد أن يحمي صغاره علينا أن ندعه يفعل ذلك
    Onları Mısır'dan çıkardı tıpkı yavrularını kanatlarında taşıyan bir kartal gibi. Open Subtitles يقودهم خارج مصر كالنسر الذى يحمل صغاره فوق جناحيه ....
    Onları Mısır'dan çıkardı tıpkı yavrularını kanatlarında taşıyan bir kartal gibi. Open Subtitles يقودهم خارج مصر كالنسر الذى يحمل صغاره فوق جناحيه ....
    Bu ormanda yavrularını kapabilecek avcı türler dolaşıyor. Open Subtitles هناك صيّادون قد يَختطفونَ صغاره.
    Sonra tanrılar, aşçıyı sadece kendi çocuklarını yiyen dev bir sıçana dönüştürmüşler. Open Subtitles لقد حولت الآلهة الطاهي إلى جرذ أبيض عملاق، لا يمكنه أن يأكل إلا صغاره
    Ne tür bir adam çocuklarını böyle bir maskaralığa karıştırır ki? Open Subtitles أي رجل يقحم صغاره في تمثيلية كهذه؟
    Merhaba! Babalık geldi ve çocuklarını görmek için hazır! Open Subtitles مرحبا، والدكم قد عاد للمنزل لرؤيت صغاره
    Şey, çocuklarını ben büyütmüştüm onun. Open Subtitles لقد ربيت صغاره عملياً.
    Dişi fil sürüsü, yanlarında yavruları varsa, birden azgınlaşabilir. Open Subtitles قطيع الابقار يمكنه ان يهتاج بسرعه جدا لو كان يضم صغاره بينه
    Tehlikedeki yavruları yandaki daha derin gölete ulaşabilsin diye bir kanal kazmaya başlar. Open Subtitles لقد بدأ فى حـفر قـناه لتمكين صغاره المعرضين للخطر فى الوصول إلى الـبـِركه القريبه الأعمق
    Bunu, yavruları yumurtadan çıkana dek yüzlerce kez tekrarlayacak. Open Subtitles يكرّر ذلك مئات المرّات حتى يفقس صغاره.
    Bir annenin zayıflığından yararlanıp avlanarak. Guguk kuşu kendi yavrusunu yetiştirmeyecek kadar zekidir. Open Subtitles يستغل ضعف الأم، فطائر (الوقواق) حادُّ الذكاء، لذا لا يُربي صغاره
    "Çocuklarıyla birlikte kuşun altında." Open Subtitles "تحت الطائر مع صغاره"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more