"صغره" - Translation from Arabic to Turkish

    • çocukken
        
    • Küçükken
        
    • gençken
        
    • Çocukluğundan
        
    Hayır ama büyük anneleri orada ve çocukken çok zaman geçirmişler. Open Subtitles لا، ولكن جدّاه يعيشان هناك قضى بعض الوقت هناك في صغره
    çocukken romatizması varmış. Open Subtitles كان مصاباً بكساح الأطفال في صغره
    Türk, hali hazırda bu adamı çocukken tanıdığını kabul ediyor. Bu oldukça mantıklı. Open Subtitles لقد اعترف "تيرك" بمعرفته للقس منذ صغره هذا مُحتمل
    Bu kayıtlar Küçükken çok ciddi bir araba kazası geçirdiğini gösteriyor. Open Subtitles وتظهر هذه السجلات أنّه كان في حادث سيارة كبير في صغره.
    Sanırım Küçükken geçirmek çok daha iyi. Open Subtitles أظن أنّه من الأفضل أن يصاب به المرء في صغره
    gençken aktif yaşlandıkça biraz daha sessiz ve sakin. Open Subtitles يكون ناشطاً في صغره ويصبح هادئاً ومسترخياً أكثر عندما يكبر
    Çocukluğundan beri bir tane istediği için beni bunları yaptıkları şehre götürdü. Open Subtitles أخذني إلى البلدة التي يصنعون بها هذه الدراجات و لأنه حتى في صغره لم يحصل على واحدة منهم لذا، بدأ يجمع من ماله
    Rusya'da doğmuş. çocukken İngiltere'ye taşınmış Open Subtitles ولد في " روسيا " وانتقل إلى " بريطانيا " في صغره
    çocukken ona iyi bir anne olmadım. Open Subtitles لم أكن أمًّا صالحةً له في صغره
    Kendisi küçük bir çocukken BabyTock adında bir kişisel gelişim setinin reklamında oynamıştı. Open Subtitles حيث أنّه في صغره ، ظهر في فيديوهات ترويجية بهدف التنمية تسمّى "بيبي توك"
    O daha küçük bir çocukken, haftada bir yapmamı isterdi. Open Subtitles ،في صغره .أحب تناولها كل أسبوع
    çocukken büroya gelmeyi çok severdi. Open Subtitles فى صغره أحب الحضور للمكتب
    çocukken ne kadar şirinmiş. Open Subtitles انظري كم كان جميلاً في صغره
    Küçükken denizde boğuluyormuş. Open Subtitles هذا الرجل كان على وشك الغرق في صغره
    Küçükken tacize uğramış olmalı. Open Subtitles ربما تم إيذاؤه في صغره
    Fazla parmaklarından kurtulmak için gençken geçirdiği ameliyat maalesef başarısız olmuştu. Open Subtitles أجريت له عملية في صغره لإزالة الأصابع الزائدة والتي لسوء الحظ حدث خطأ بها
    Şüpheli gençken buraya kızlarla geldiyse bölgeyi tanıması ve onun için bir anlamı olması anlaşılır. Open Subtitles حسناً، لو أخذ الجاني فتياتاً إلى هناك في صغره ذلك يفسِّر معرفته بالمنطقة و لما يعني له شيئاً
    Ama gençken müthiş bir çoban köpeğiydi. Open Subtitles يا إلهى ... لقد كان راعي خرفان جيداً في صغره
    Çocukluğundan beri yaşadığı bir şeyse görmezden gelmesi lazımdı. Open Subtitles قالت انه يشعر بالقرف منه لو انه تعود على الامر منذ صغره لامكنه العيش و تجاهل الامر
    Bunlar Jacey'in düşündükleriydi. Sırası gelmişken söyleyeyim O bana benziyordu. Çocukluğundan beri, bana benziyordu. Open Subtitles لاحظت ما يفكر " جيسي " ميزت ذلك من نظراته منذ صغره ينظر لي وكأنني أديه له بشيء لكن هذا مخطئ تماماً
    Benim oğlan da Çocukluğundan beri polis olmak istiyor. Open Subtitles أراد ابني أن يكون شرطي من صغره

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more