| Beni yanına aldığında çok genç ve masumdum. | Open Subtitles | عندما أخذني تحت جناحه كنت صغيرة جداً و بريئة |
| Annem çok genç evlenmiş ve hayatını bize adamış. | Open Subtitles | أنظر , أمّي تزوّجت صغيرة جداً و برعت في تربيتنا |
| Tüm bu gördüğünüz çok küçük bir kum tanesi. | TED | هذه حبة صغيرة جداً من الرمل، هذا الشيء كله. |
| Yaptıkları şey şu, küçük bir kamera alıp bir çubuğun ucuna takıyorlar... | Open Subtitles | حسنا.الذي يفعلونه هو انهم يأخذون كاميرا صغيرة جداً ويضعوها في نهاية انبوب |
| Buna karışamayacak kadar küçük. Lütfen! Onun için çok tehlikeli. | Open Subtitles | هي صغيرة جداً لأنْ تَكُونُ متورطه في هذا , رجاءً. |
| - Sanırım burada bir ömür kalabilirim. - Hayır! Bunun için çok gençsin. | Open Subtitles | أعتقد أننى يمكن أن أمكث هنا للأبد لا ، أنت صغيرة جداً على ذلك |
| Victoria'nın küçücük bir kasabasında büyüdüm. | TED | لقد نشأت في قرية صغيرة جداً في فكتوريا. |
| Bazen insanlar sikkenin çok ufak olduğunu düşünürler. Daha büyütebilirim. | Open Subtitles | أحيانا الناس تعتقد ان العملة صغيرة جداً يمكننى جعلها أكبر |
| Bir misyon evinden geldiğini söylüyorlardı. Gençti. Evet, çok gençti. | Open Subtitles | البعض يقولون من مستوطنة بعيدة كانت صغيرة نعم , صغيرة جداً |
| Şimdi, ailenin sen daha çok küçükken ayrılmasını anlıyorum. | Open Subtitles | أنا فهمت أن والديكِ تطلقا عندما كنتِ صغيرة جداً |
| Yani seksi bu yolla öğrenmemelisin ve açıkçası, seks için henüz çok küçüksün. | Open Subtitles | لايجب عليك تعلمه بهذه الطريقة وبصراحة انتِ صغيرة جداً على معرفة امور الجنس |
| Ve hepsi bu değil. Onun ile evlenmek için çok yaşlı, ve kız da çok genç. | Open Subtitles | و لَيسَ هذا كُلّ شيء ,فهو أكبرُ سناً بكثير من أن يتزَوجها ,وهي لا تزال صغيرة جداً |
| Biliyor musun, çok genç biri için, korkunç derecede akıllısın. | Open Subtitles | أتعرفي، بالنسبة أنّكِ صغيرة جداً لكنكِ حكيمة جداً |
| çok genç ve aptaldım. Ne yapacağımı bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت صغيرة جداً و غبية و لم أعرف ما يجب فعله |
| Sadece çok küçük ve böylesine küçük nöronlarla bilgi işlemeye çalışmanın pek çok biofiziksel güçlüğü var. | TED | ولكنها صغيرة جداً وتحتوي على الكثير من التحديات الفيزيائية الحيوية تحاول أن تحسب المعلومات بخلايا عصبية صغيرة جداً. |
| O zamanlar sadece birkaç kişiden oluşan çok... ...küçük bir örgüt olarak bu meseleyi nasıl... ...ele alacağımızı düşünmeye başlamaya çalışmak bile... ...büyük bir zorluktu. | TED | وبالنسبة لما كان ثم منظمة صغيرة جداً من مجرد عدد قليل من الناس، يحاول حتى البدء في التفكير كيف يمكن معالجة التي وكان تحديا هائلا. |
| Belki de bu aralarındaki en büyük gruptur. Ve bir de çok küçük bir grup vardır. | TED | وهذه على الأغلب هي المجموعة الأكبر على الاطلاق وهنالك مجموعة صغيرة جداً |
| Buradaki olay şu, eğer ölmüş ya da zedelenmiş bir organ varsa o organın dokusundan, bir posta pulunun yarısından biraz küçük bir parça alırız. | TED | إذاً فالمبدأ هنا هو: إذا كان لديك بالفعل عضو ميت أو معطوب، سنأخذ قطعة صغيرة جداً من هذا النسيج، أقل من نصف حجم طابع البريد. |
| Ahbap, bu kasaba o kadar küçük ki parantez içine almışlar. | Open Subtitles | يا صـاح، هذه البـلـدة صغيرة جداً حـتـى أنّها وضعت بيـن قـوسيـن |
| -Bunu düşünmek için daha çok gençsin. | Open Subtitles | انتي صغيرة جداً لكي تفكري في ذلك ـ ذلك ـ أنا |
| İnsanlar zıplıyor ve acıdan kıvranıyor, insanlar küçücük karınca gibiler. | Open Subtitles | ، ناس يقفزون ويصيحون ناس صغيرة جداً كالنمل |
| Gıdanızdaki çok ufak bir dozla. | Open Subtitles | مجرد جرعة صغيرة جداً ، مضافة إلى الغذاء، كما قالوا |
| Ayrıca, kendi yerini açmak için çok gençti. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك، كانت صغيرة جداً لتمتلك الحانه الخاصه بها |
| çok küçükken babam bana korsan gemisi almıştı. | Open Subtitles | أخذني أبي إلى سفينة قراصنة عندما كتتُ صغيرة جداً |
| Alışveriş merkezine gitmek için çok küçüksün. | Open Subtitles | أنت صغيرة جداً لتتسكعى داخل المجمع التجارى |
| Yani çok az yerimiz kaldı ve o yer de bize lazım. | Open Subtitles | ، وذلك يبقى مساحة صغيرة جداً . سوف نحتاجها لاحقاً |
| Sophy annesini kaybettiğinde çok küçüktü, ama çok fazla sorumluluk yüklendi. | Open Subtitles | صوفي كانت صغيرة جداً عندما فقدت أمها و تحملت مسؤوليات جمة |
| Parçaların herbirindeki minik alanlarda renkler var. | Open Subtitles | عِنْدَهُمْ قطعُ صغيرة جداً مِنْ اللونِ في المناطقِ الغيرِ المُفَحَّمةِ. |
| Seni gördüğümde çok küçüktün. | Open Subtitles | لا بأس. كنتِ صغيرة جداً جداً عندما رأيتُكِ. |
| Aman Tanrım! Ne kadar genç. Ne kadar güzel. | Open Subtitles | يا إلهى، إنها صغيرة جداً وجميلة للغاية ما الوحش الذى يمكنه القيام بهذا؟ |