Bu fil, bizim ülkemiz gibidir, boyutu küçük olabilir, ama kalbi büyüktür. | Open Subtitles | هذا الفيلِ، مثل بلادِنا، قَدْ يَكُون صغيرَ في الحجمِ، لكن قلبَه عظيمُ. |
Çok küçük yaşta annesini ve babasını kaybetti. | Open Subtitles | للإشراكة في حبِّنا. أمّه وأبّه تَوفّو عندما كَانَ صغيرَ جداً |
Çok küçük yaşta annesini ve babasını kaybetti. | Open Subtitles | للإشراكة في حبِّنا. أمّه وأبّه تَوفّو عندما كَانَ صغيرَ جداً |
Tekrar genç olabilsem. | Open Subtitles | آه، لِكي يَكُونَ صغيرَ ثانيةً. |
Yeniden genç olmak. | Open Subtitles | 15. أوه، لِكي يَكُونَ صغيرَ ثانيةً. |
Her bir yavru, avuç içine sığacak kadar küçük ama bu dişinin 10 yavrusu var. | Open Subtitles | كُلّ خنزير صغير قَدْ يَكُون صغيرَ بما فيه الكفاية ليكون في كف اليَدّ لَكنَّها عِنْدَها عشَرة. |
Bunu buldum, ama pantolonuma rahatça sığması için daha küçük olmalı. | Open Subtitles | وَجدتُ هذا، لَكنِّي أَحتاجُ شيءَ صغيرَ بما فيه الكفاية لأدخاله أسفل ملابسي الداخلية بارتياح. |
Sonsuza dek küçük olmayacaksın ya. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَكُونَ صغيرَ إلى الأبد. |
Evet parmağı sizden önce küçük bir çocuk buldu. | Open Subtitles | نعم , a وَجدَ ولد صغيرَ إصبعِه أمامك وَصلَ إلى هناك. |
Öyle ama küçük olan her şey tatlı değildir. | Open Subtitles | حَسناً، لَيسَ كُلّ شيءَ صغيرَ لطيفُ |
küçük olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُك انه كَانَ صغيرَ |
Babam ne kadar genç görünüyordu di mi? | Open Subtitles | أَبّي يَبْدو صغيرَ جداً، أليس كذلك؟ |
Bak, genç ve hırslı biri olmanın, her bir şeye cevabının olduğunu düşünmenin nasıl bir şey olduğunu iyi bilirim ancak işleri daha iyi hale getirdiğini sanıp sistemle bu şekilde oynayamazsın. | Open Subtitles | النظرة، أَعْرفُ مثل هذه الامور لِكي يَكُونَ صغيرَ وطموحَ ويَعتقدُ بأنّك عِنْدَكَ الأجوبة إلى كُلّ شيءِ، لَكنَّك لا تَستطيعُ ذِهاب التَخريب النظام فقط لأن |