"صفّي" - Translation from Arabic to Turkish

    • tarafımda
        
    • Sınıfımdaki
        
    • sınıf
        
    • sınıfımla
        
    • Sınıfımdan
        
    • benim tarafımı
        
    Sonra bana sırtını döndün ve şimdi benim tarafımda değilsin. Open Subtitles و بعدها إنقلبتِ عَلَي و الآن أنتِ لستِ في صفّي
    Her halükarda benim tarafımda olmanızı tercih ederim. Open Subtitles و بكِلا الحالتين، أفضّل أن تكوني في صفّي.
    Sınıfımdaki hiçbir öğrenciye ayrıcalıklı davranamam. Open Subtitles لن أعامل أحداً مُعاملة استثنائية في صفّي
    Tıpkı 10. sınıf öğrencilerimin ödevlerini neden yapmadıklarını açıklamaya çalıştıkları zamanlarda oldukları gibi. Open Subtitles كأحد طلاّب صفّي العاشر الذي يحاول شرح سبب عدم القيام بواجبه المنزلي
    Fakat sınıfımla yapılacak Başkent gezisine katılmamaya karar verdim. Open Subtitles ولكن قد قرّرت بأنّني لن أذهب، لرحلة العاصمة مع صفّي.
    Sınıfımdan bir kızla çıkmıştı. Open Subtitles وواعد فتاة من صفّي
    Emily Post zaten boşanacaktı, o yüzden kesin benim tarafımı tutar o. Open Subtitles حسناً، إميلي بوست هي أيضاً مُطلّقة، ستكون في صفّي بالتأكيد.
    Hikayenin bu kısmını anlatmadan önce, size benim tarafımda olduğunuzu hatırlatmak isterim. Open Subtitles قبل أن أخبركم بهذا الجزء من القصّة يجب أن أذكّركم أنكم في صفّي
    Babanın gitmesi gerekti ve benim tarafımda olan birine ihtiyacım vardı! Open Subtitles كان يجب أن أنحّي والدك واحتجت شخصًا يكون في صفّي
    Yapmak istediğim ilk şey kimin benim tarafımda olduğuna emin olmak. Open Subtitles أوّل ما أودّ فعله هو أن أتأكَّد ممَّن في صفّي.
    Sadece onunla savaşmaya gittiğimde benim tarafımda olduğunu bilmem gerekiyor. Open Subtitles أريد التأكّد أنّه حين أذهب للتغلّب عليها، ستكون أنت في صفّي
    Bunu şu anda itiraf etmek utanç verici ama buraya ilk gelmeye başladığımızda senin benim tarafımda olduğundan emindim. Open Subtitles من المحرج أن أعترف ...بهذا الآن، لكن أول ما بدأنا بالمجيء إليك كنتُ متأكدة أنك في صفّي
    Şu an burada olsa benim tarafımda olurdu. Open Subtitles ولو كان هُنا الأن، كان ليقِف في صفّي.
    Sınıfımdaki bir çok kişi Şirketler Hukuku'nu seçti. Open Subtitles معظم الرجال في صفّي عملوا في شركات محاماة،
    Belli ki geç kaldı. Ve Sınıfımdaki kuralım: Open Subtitles منالواضحأنّهتأخّر، والقانون في صفّي هو:
    - Gaby, senin sorunun ne? Sınıfımdaki tüm kızlar böyle giyiniyor. Open Subtitles غابي " ، ما خطبكِ؟ " كل الفتيات في صفّي يلبسن هكذا
    - sınıf birincisiydim. Open Subtitles في الحقيقة، كنت الأول على صفّي
    Kopya çekerken yakaladım ve hatırladığım diğer şey polislerin sınıf kapısını çalmasıydı. Open Subtitles أمسكتُ به يغشّ والشيء التالي الذي أعلمه... رجال شرطة يقرعون على باب صفّي
    Fakat sınıfımla yapılacak Başkent gezisine katılmamaya karar verdim. Open Subtitles ولكن قد قرّرت بأنّني لن أذهب، لرحلة العاصمة مع صفّي.
    Üniversite, sınıfımla birlikte mezun olmama izin verdi. Open Subtitles سمحت لي الجامعة بالتخرّج في صفّي
    Adli tıp Sınıfımdan en son ve en iyi stajyerim Louis Greene. Open Subtitles (لوِس غرين)، آخر وأعظم متدرّب من صفّي الخاصّ بالعلوم الجنائيّة
    Ama görünüşe göre benim tarafımı tutmuyordu. Open Subtitles لكن تبيّن أنها ليست في صفّي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more