"صوابه" - Translation from Arabic to Turkish

    • aklını
        
    • kafayı
        
    • kendini
        
    • delirdi
        
    • aklı
        
    • deliye
        
    • Keçileri
        
    • yedi
        
    • çılgına
        
    • delirmiş
        
    • çıldırır
        
    • sıyırmış
        
    • delirmişti
        
    • delirdiğini
        
    Şu anda kızgın güneşin altından çekilmeli ve aklını başına toplamalı. Open Subtitles ما يحتاجه الآن هو الإبتعاد عن الشمس و الراحه ليستعيد صوابه
    Nasıl bir demirdoğumlu bir fırtına gördü diye aklını kaçırır? Open Subtitles أي نوع من مواليد الجزر الحديدية يفقد صوابه في العاصمة؟
    kafayı sıyırmış... ve çocuğun birini canlı canlı mumyalayıp öldürmüş. Open Subtitles لقد فقد صوابه وقام بتحنيط طفل وهو علي قيد الحياة
    - O adam kendini kaybetmiş. Saçmalama, bu adamı tanıyorum Bobby! Open Subtitles لقد فقد صوابه - هراء ، أنا أعرف الرجل بوبي -
    Mutlak bir kontrole sahip olunca, delirdi resmen. Open Subtitles عندما دانت له السيطرة الكاملة, فقد صوابه تماماً.
    Neden olmasın? Ürkmüş durumda. Korkudan aklını yitiriyor. Open Subtitles إن الرجل مرتعب حتى أنه قد فقد صوابه ، هذا واضح
    Rüyamda ona bir iş bulmuştun, o da aklını kaybedip ikimizi öldürüyordu. Open Subtitles حلمت بأنك وجدت له وظيفة ولكنه فقد صوابه وقتلنا
    6 ila 8 saat önce biri aklını kaybetmiş demek. Open Subtitles هذا يعني أنه من 6 الى 8 ساعات أحدهم فقد صوابه
    Bu yüzden onu pencereye doğru çektim ve ve perdeleri söktüm ve o aklını kaçırdı. Open Subtitles لذا سحبته نحو النافذة ومزقت الستائر ففقد صوابه
    Bu da aklını oynatıp adamın ağzını yüzünü dağıtıyor. Open Subtitles ويغضب, ويفقد صوابه ويهاجم الفتى بعنف. عندها من سيقوم بأداء الخدمة الاجتماعيّة؟
    Taşın mahvına sebebiyetini görmek için. aklını baştan çıkarıp cinnete sürüklediğini görmek için. Open Subtitles لأراقب كيف سيدمّره ويفسد قلبه ويفقده صوابه
    Kırık bacaklarla bulunduğunda, onun pişmanlıktan kafayı yiyeceğini düşünmüştüm. Open Subtitles عندما عثر عليها و ساقاها مكسورتان أعتقدت أن الندم سيفقده صوابه
    Bizimkiler ayrıyken, babam biraz kafayı yemişti. Open Subtitles أثناء فترة انفصال والديّ، فقد صوابه بعض الشيء.
    Adamım dergi üyelik aidatları gelince harbiden kafayı yiyecek Open Subtitles إنه حقاً سيفقد صوابه عندما يأتى اشتراك المجلات
    Ortağının kendini kaybettiğinde, senin devreye girmen ve onun için kötü hislere kapılman gibi! Open Subtitles ذلك عندما الشريك يفقد صوابه هنا لابد أن يتدخل الأخر ليرجعه إبى صوابه
    Babam okursa ayvayı yerim kendini kaybedip beni doğrayabilir. Open Subtitles إذا قرأ أبي أني في الأخير لربما يفقد صوابه ويبعدني
    Oraya geri dönmeni istiyorum. Sana söylüyorum, adam delirdi. Open Subtitles انا اخبرك , لقد فقد صوابه
    Ortam... Herkesin aklı başında olduğu; umumi yerlere ihtiyaç duyarsızınız. Open Subtitles المساحات,أجل,تحتاجون إلى مساحات واسعة حيث يفقد الجميع صوابه
    Tanrım, bunu düşünmekten insan deliye döner. Open Subtitles يا إلهي قد يفقد المرء صوابه جراء تحليل هذا
    Bu çok saçma. Aklın başında mı? Keçileri kaçırdı herhalde. Open Subtitles هذا جنون لقد فقدت صوابك لقد فقد صوابه كليا
    Kimseye ulaşamadık diye, kafayı yedi. Open Subtitles لقد فقدَ صوابه لعدم مقدرتنا على الاتصال بأحد
    Bir kere bile sana Claire diye seslenmemesi babanı çılgına çeviriyordu. Open Subtitles وكان يفقد صوابه لأنهُ لم تُسمّيكِ ابداً "كلير"، ولا لمره واحده.
    Richard hakkında sanki delirmiş gibi konuştuğunda. Open Subtitles عندما تتحدثين عن (ريتشارد) وكأنه فقد صوابه
    Ama o bana sorduğunda ben doğruyu söylerim ve o çıldırır. Open Subtitles وعندما يسألني إن كنت مع أحدهم وأجيبه بالموافقة, يفقد صوابه
    Evet çalışıyoruz, ama bir ara resmen delirmişti. Open Subtitles أجل، نحن نحاول ولكنه فقد صوابه لبعض الوقت.
    Babam onu çok sevmiş olmalı ki kederinden delirdiğini söylerler. Open Subtitles ولابد أن أبي كان يحبها جداً ويقولون أنه فقد صوابه من الحزن عليها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more