| Ben o kayıp bir ruh ve tasarrufu gerekli söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلت لك أنه كان روحاً ضائعة و بحاجة لإنقاذ |
| Hepinize, kayıp geçirdiğimiz on yıl içinde, son derece büyük acılar çekmiş birini getiriyoruz. | Open Subtitles | لقد أحضرنا لكم شخص عانى ما هو أسوأ من الموت خلال 10 سنوات ضائعة |
| Toprak Krallığı sınırları içinde, pek çok kayıp uygarlık buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت حضارات ضائعة في جميع أنحاء مملكة الأرض |
| Oraya gelip onu görmem lazım, ama geç kalacağım, çünkü burada kayboldum. | Open Subtitles | أحتاج الى الصعود هناك ورؤيتها لكنني سأتأخّر لانني ضائعة هنا |
| Kızımız kayboldu. Dışarıda biryerlerde. | Open Subtitles | ابنتنا في الخارج في مكان ما ضائعة وخائفة |
| Unutulan savaş gazilerimiz. Silahları suskun. Miğferleri kayıp ya da rehinde. | Open Subtitles | مُقاتلونا المنسيون، أسلحتهم صامتة الآن خوذاتهم ضائعة أو مرهونة |
| Yani kafese sihir girebilir. kayıp cadıyı çağırma büyüsünü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | لذا القفص يسمح للسحر أن يدخل ، هل تذكرين التعويذة لنستدعي ساحرة ضائعة ؟ |
| Sen uğraş. Ben de "kayıp uzay gemisi" ilanı var mı bakayım. | Open Subtitles | أعمل على فتحها سأرى إن أعلن أحدهم عن سفينة فضائية ضائعة |
| Artık kayıp çocuk oyuyuna bir son verebiliriz. | Open Subtitles | ربما بإمكانننا الاستغناء عن التظاهر بالبحث عن طفلة ضائعة الآن |
| Toprak Krallığı sınırları içinde, pek çok kayıp uygarlık buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت حضارات ضائعة في جميع أنحاء مملكة الأرض |
| Zavallı adam kendi başına. Ütopya'yı düşleyen bir kayıp ruh daha. | Open Subtitles | هذا المسكين وحده تماماً روح أخرى ضائعة تبحث عن يوتوبيا |
| Sadakatin hakikaten övgüye değer ve Bayan Matty sensiz kayıp olacak. | Open Subtitles | وفائك فخر لك و الآنسة ماتي ستكون ضائعة بدونك |
| Efsanevi bir yaratığı avlamak veya kayıp bir büyüyü bulmak gibi. | Open Subtitles | هذا البحث عن المخلوق الخرافي والذي يُصطاد لتعويذةٍ ضائعة |
| Ama polisler peşime düşünce kayboldum. | Open Subtitles | ثم أصبحت ضائعة عندما بدأت الشرطة تطاردني |
| Bende düşünmezdim, ama o kadar kayboldum ki, Brooklyn'de bittim. | Open Subtitles | ولا أنا , لكن... أنا ضائعة, أنا مجروحة في بروكلين. |
| Kola almaya gitmiştim ama kayboldum. | Open Subtitles | مرحباً, لقد ذهبت لشراء الصودا و الآن أنا ضائعة إلى أين تريدين الذهاب ؟ |
| Ya ülkeyi geziyor ya da tamamen kayboldu. | Open Subtitles | إما أنها تأخذ جولة في البلدة أو أنها ضائعة كليا. |
| Kalitesi bir yana Claudia, kabulde başarısız olursak, bütün çabalanmız boşa gider. | Open Subtitles | لندع التأهيل جانباً الفشل في الإستقبال جهودنا ضائعة نحو الإبطال |
| Ona gitmeden önce, Kaybolmuştu. | TED | لكن قبل أن أصل إليه ، كنت ضائعة. |
| # Davulun sesini duyduğum gün değiştim ben # | Open Subtitles | * كنت ضائعة حتى سمعت صوت الطبول * |
| Selam, ufaklık! Yolunu mu kaybettin? | Open Subtitles | مرحباً أيها الفتاة هل أنتِ ضائعة ؟ |
| Lee'nin sokaklarda... kaybolduğunu düşünmek neyse. | Open Subtitles | انها ابنتها لا,انه أمر معين ان ان تصدق ان لي ضائعة بالشوارع |
| Ama sonra Glee kulübüne katıldın ve Kayboldun arka planda sallanmaya itildin. | Open Subtitles | بعد ذلك انصممت إلى نادي قلي و أصبحتي ضائعة واجبرت على أن تكوني في المؤخرة |
| kaybedilen her dakika, Profesör Fate için bir mil demek. | Open Subtitles | كل دقيقة ضائعة بمثابة ميل آخر للبروفيسور فيت |
| 1974 senesinde genç ve saftım; dünyamın içinde kaybolmuştum. | TED | عام 1974، كنت يافعة، كنت ساذجة، وكنت ضائعة في عالمي |
| Arkadaşlarım olmadan kayıptım özellikle annemin de hayatına devam etmesi durumumu daha da kötü yapmıştı. | Open Subtitles | كنت ضائعة بدونهم خاصتا عندما أحسست أن أمي ابتعدت عني أيضا. |
| Ama gözlerinde hala o kaybolmuş terk edilmiş kızı görebiliyorum. | Open Subtitles | لكني أراها لا تزال ضائعة فتاة منبوذة مما تقول عينيها |