Oh, yapma lütfen Zaten çok sığ bir mezara gömülmüşlerdi. | Open Subtitles | اوه ارجوك .. و كأنه كان مدفون في قبر ضحل |
Buraya ilk gelen polisler yakında bir yerde sığ bir mezar bulmuşlar. | Open Subtitles | أول ضباط في مكان الحادث لاحظت وجود قبر ضحل في مكان قريب. |
Kafaya darbenin çam kozalağının bulunduğu yerde gerçekleştiğini ve kurbanın 35 metre sürüklenerek sığ bir mezara gömüldüğünü düşünüyorlardı. | TED | كان يُعتقد بأن الضربة حدثت في المنطقة التي وجد فيها شجرة الصنوبر، ثم سُحبت الضحية 40 ياردة ودُفنت في قير ضحل. |
Madem yalan söylemeyi bu kadar seviyorsun... ve bu kadar yüzeyselsin... seni fazla derin olmayan bir mezara gömerim. | Open Subtitles | اذن حيثُ أنك تَكْذبُ بسهولة وأنك ضحلاً جداً أنا ارقدك في قبر ضحل |
Çiçek bahçesinde, derin olmayan bir mezarda bulunan kalıntıların kime ait olduğu daha kanıtlanmadı. | Open Subtitles | البقايا والتي تم العثور عليها في قبر ضحل في حديقة الزهور ، لم يتم بعد التعرف عليها |
Beni yüzeysel biri sanabilirsin ama adın neydi? | Open Subtitles | أم، كنت ستعمل أعتقد أن هذا هو ضحل جدا، - ولكن ما كان اسمك مرة أخرى؟ |
Teknik açıdan iyi ama aslen yüzeysel kalıyor. | Open Subtitles | جيد تقنيا ، لكنه ضحل |
İnsan kalıntıları söz konusu olduğunda yüzeydeki bir hafta sığ bir mezarda 8 haftaya eşittir. | Open Subtitles | إسبوع واحد على السطح يعادل ثمانية أسابيع تقريباً في قبر ضحل |
Bu yüzden bizi diğer cesetlerle birlikte sığ bir mezara gömdüler. | Open Subtitles | لذا قاموا بدفننا في قبر ضحل على خط الجثث الأخرى |
İleride sığ bir nehir var. Herkesin matarasını doldurduğundan emin ol. | Open Subtitles | ثمة نهر ضحل أمامنا فليتأكد الجميع من ملء حافظة مياهه |
Onu boynu kırık bir halde sığ bir mezarlıkta gömülü bulduk. | Open Subtitles | وجدناه ميتاً برقبةٍ مكسورة ومدفونٌ بقبرٍ ضحل |
Kendisi bir kadına ıslık çalmış ve sonu sığ bir Mississippi mezarı olmuştu. | Open Subtitles | التي لم تفعل شيئا سوى أنها قامت بالصفير على إمرأة و انتهى بها المطاف في قبر ضحل في ميسيسيبي |
Griffith Park'ın uzağında sığ bir mezarda bulundu. | Open Subtitles | عُثر عليها في قبر ضحل في منطقة نائية من حديقة غريفث |
derin ve sığ dibinin bölgelerinin olmasının yanında, ...aynı zamanda bir tramplen, bir şelale ve bir yeraltı odası vardı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى احتواءه على جانب عميق وجانب ضحل يوجد أيضًا لوح للغطس وشلال وكهف تجميلي |
Beş katil şehirde elini kolunu sallayarak dolaşır ve çiçekçi bir kız Nolan'ın cesedini pek de derin olmayan mezarında bulur. | Open Subtitles | خمسة القتلة هي فضفاضة في مدينة وفتاة صغيرة قطف الزهور يوم واحد ويخلص الجسم نولان في قبر ضحل. |
Ateşe ve küvete ihtiyacımız var, ama derin olmasın... | Open Subtitles | نحتاج لنار و حوض إستحمام ضحل و غير صخري |
Derinlerine inmen gerekiyor, çünkü bu sadece yüzeysel. | Open Subtitles | فقط على أساس شكلهم... هذا السبب ضحل جدا |