"ضربوه" - Translation from Arabic to Turkish

    • dövdüler
        
    • vurdular
        
    • dövmüşler
        
    • onu dövüp
        
    • onu dövdü
        
    Killburn Declan ve McClay. Onu öldüresiye dövdüler. Open Subtitles ،كيلبورن و ديكلان و ماكلاي ضربوه حتى الموت
    Onu yolladılar ve dövdüler tanığı bir şehit yapmak için! Open Subtitles سوف تتسبب فى شغب هم الذين أرسلوه و ضربوه ! ليحيلوا شاهدا إلى شهيدا
    Graffitici arkadaşların ona bir şişeyle vurdular. Annenin dükkanına sıçtılar. Open Subtitles أصدقاءك الرسامون ضربوه بقنينة خرّبوا متجر أمّك
    Aralarında konuştular. Onunla konuşuyorlardı. Ardından onu başından vurdular. Open Subtitles لقد كانوا يتحدثون اليه ثم ضربوه فى رأسه
    Adamı arabadan çıkarıp dövmüşler. Open Subtitles لذلك هم إخراجه من المقعد الأمامي من سيارة الأجرة وأنهم ضربوه.
    Onu öylesine kötü dövmüşler ki, 30 yıl geçmiş olmasına rağmen bugün bile yürüyemiyor. Open Subtitles ضربوه ضرباً مبرّحاً حتى أصبح عاجزاً عن السير .. حتى الآن، بعد 30 سنة
    Bu yüzden onu dövüp serçe parmağını kesip zindanda bıraktılar. Open Subtitles لهذا السبب ضربوه وقطعوا أصبعهُ الصغير في تلك الحفرة
    Onlar da adamı odadan çıkarıp dövdüler. Open Subtitles و جروه إلى خارج الغرفة و ضربوه قليلاً
    Adamı yolun ortasında öldüresiye dövdüler. Open Subtitles لقد ضربوه حتي الممات علي الطريق
    Cok kötü dövdüler. Open Subtitles ضربوه ضربا سيئا
    Taksin'i de kadife bir çuvala koyup, ölene kadar sopa ile dövdüler, hemen oraya gömdüler. Open Subtitles وضعوا (تاكسين) في كيس ناعم ضربوه حتى الموت بمضرب‏ من خشب الصندل ودفنوه في مكان ما بالقصر
    - Sessiz kalacağından emin olmak için onu dövdüler. Open Subtitles انهم ضربوه لضمان صمته.
    Onu öldürünceye kadar dövdüler. Open Subtitles ضربوه كثيرا، وقتلوه
    Graffitici arkadaşların ona bir şişeyle vurdular. Open Subtitles أصدقاءك الرسامون ضربوه على وجهه بقنينة
    Ve onu vurdular. Open Subtitles و ضربوه بالنار.
    Onu vurdular ama ölmedi. Open Subtitles ضربوه . لكنه لم يمت
    Onlar da daha sert vurdular. Open Subtitles لذا ضربوه بعنف أكبر
    Onu nasıl da dövmüşler, Tanrım, yüzü ne haldeydi. Open Subtitles الطريقة التي ضربوه بها ! ربّاه.. وجهه
    Öldüresiye dövmüşler. Open Subtitles لقد ضربوه حتى فقد الوعي
    Onu ne kadar acımasızca dövmüşler. Open Subtitles لقد ضربوه بوحشيه شديده
    Sonra onu dövüp ellerini kestiler. Open Subtitles ضربوه وقطعوا يده.
    Gruptaki bazı çocuklar yiyeceği alıp onu dövdü. Open Subtitles بعض الأولاد من المجموعة أخذوا منه الأكل و من ثم ضربوه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more