Tek gördüğüm şey son anlarında zayıf görünmek istemeyen bir kadının yakarışlarıydı. | Open Subtitles | ما سمعتُه هو امرأة لا تريد أنْ تبدو ضعيفةً في لحظاتها الأخيرة |
Bütün öfkeni bana odaklaman seni dünyanın gerçek kötülüklerine karşı zayıf kılıyordu. | Open Subtitles | إنَّ تركيز غضبكِ كله عليّ يجعلكِ ضعيفةً لمواجهة أشرار هذا العالم |
Hasta kendi başına soluyor ama genel durumu oldukça zayıf. | Open Subtitles | والمريضةُ تتنفّس عفويّاً لكنّها ما زالت ضعيفةً للغاية |
zayıf ve güçsüzdünüz. | Open Subtitles | لم تعودي ضعيفةً وغير مُجدية كالسابق. |