İyi ki sana rastladım. Sadece bir tuşa bastım. | Open Subtitles | رباه، إني محظوظة أني وجدت إسمك، لقد ضغطت زراً وحسب |
Sen ve senin koca faren, tuhaf olan bu. Yemin ederim, sadece bu düğmeye bastım... | Open Subtitles | انت وفأرك هذ هو الغريب انا لا أحاول ازعجك لقد ضغطت على هذا الزرار |
Ortadaki kutuda bulunan bu depresyon modelinde bir fareye baskı yaparsanız, sosyalleşmezler ve keşfetmezler. | TED | إذا ضغطت على فأر في نموذج الاكتئاب هذا، وهو الصندوق في المنتصف، يصبحون انطوائيين، ولا يستكتشفون. |
Onu zorladım, beni buraya tıktı. Sana ne yapacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد ضغطت عليه، فزجّ بي هنا، أجهل ماذا قد يفعل بك |
Seni onu görmeye zorladığım için üzgünüm. Ama onu ben hıyar yapmadım. | Open Subtitles | وأنا أسف لو كنت ضغطت عليك لكي تراه ولكني لم أجعله أحمقآ |
Eğer sadece basarsan, herhangi birimiz en yakın olanımız, burada olur ieğer bir sorun varsa. | Open Subtitles | ان ضغطت علية فأى واحدة منا الأقرب اليك، ستحضر فى حال وقعت مشكلة هكذا؟ |
Bir defasında D-5'e bastım ve iki torba cips düştü. | Open Subtitles | بأحدى المرّات, ضغطت زر "د.5"، وحصلت على كيسين من البطاطس |
Telefonda tekrar aramaya bastım ve boşanma avukatları? | Open Subtitles | ضغطت إعادة الاتصال في الهاتف محامي الطلاق؟ |
Üzgünüm. Düğmeye bastım ama artık çok geçti. | Open Subtitles | أنا آسف ، ضغطت الزر لكن على ما أعتقد كان قد فات الأوان. |
Bu, her kitabın yanında hediye baskı tezgahı verilmesi gibi. Veya, doğru tuşlara bastığın zaman telsize dönüşen bir telefonun varmış gibi. | TED | وكأن لديك هاتف يتحول لمذياع إذا ضغطت الإزرار المناسب هذا تغيير عظيم |
Ona anlattıklarımı bana baskı yaptığı için anlattım. | Open Subtitles | انا لا اتذكر ؟ انا فقط اريد ان اخبرك بما اخبرتكي بيه بسبب انها ضغطت عليه |
O çocuğa baskı yapmanın nedeni buydu demek. | Open Subtitles | لهذا أنت ضغطت على هذا الفتى بشدة حتى يرتدي السلك |
Onu epey zorladım ama sonuç çıkmadı. | Open Subtitles | لقد ضغطت عليه كثيرًا ليتحدّث، لكنه لم يتزحزح |
Diğer hastalarımdan çok daha fazla şeyi anlayabilirsin ve bu nedenden ötürü sanırım seni çok zorladım. | Open Subtitles | بإمكانك أن تفهم أكثر من أيّ من مرضاي ونتيجة لذلك أعتقد أنّني ضغطت عليك |
Seni zorladığım için özür dilerim, Yani Okulda temize çıkman için. | Open Subtitles | كما أنني أسف لأنني ضغطت عليك لتعودي إلى المدرسة |
Seni sadece verdikleri saatin butonuna basarsan duyarlar. | Open Subtitles | يمكنهم أن يسمعوك إذا ضغطت على المفتاح في الساعة |
Başka birine Tetiği çektiğinde bunun sorumluluğu sadece ve sadece çekene aittir. | Open Subtitles | إذا ضغطت الزناد على إنسان آخر تلك تكون مسؤوليتك .. أنت وحدك |
Her şeyi öğrenecekler. Siktir, onun üzerine gittim. Onu azarladım. | Open Subtitles | وأكتشفوا كل شئ ، تباً لقد ضغطت عليها" "لقد لعنتها ، والآن انظر إليها |
Erteleme düğmesi, erteleme düğmesine basmış olmalıyım. | Open Subtitles | زرّ التعطيل المؤقت, لابد أنني ضغطت عليه. |
Düğmesine basarsam, içinden seninkinden çok daha ölümcül bir silah çıkacaktır. | Open Subtitles | إذا ضغطت على هذا الزر هنا ستخرج أسلحة أكثر فتكاً من التي لديك |
Fazla zorlarsan, başaramazsın. | Open Subtitles | ،إذا ضغطت على صوتك كثيراً لن تستطيع الوصول إليها |
Ona uçakla ilgili önemli bir soru ile ısrar edince epey sinirlendiğini hissettim. | Open Subtitles | عندما ضغطت عليه بسؤال عن الطائرة شعرت بأنه تضايق نوعاً ما |
Çok zorladın, o da dayanamadı. Şu an aramızda değilse senin suçundur bu. | Open Subtitles | ضغطت عليها بشدة ودمرتها والآن إن كانت ميتة فهو خطؤك |
İlk başta mücadele etti, ben de gücü tükenene kadar daha sıkı bastırdım. | Open Subtitles | لقد كان يمانع لذا ضغطت بقوة أكبر إلى أن غرق |
Hayatında ilk kez sikini bir kadının kıçına bastırmış olamazsın. | Open Subtitles | لايمكن أن تكون أول مرة ضغطت بها بعظمتك تجاه مؤخرة امراءة |
- Çalışma arkadaşım, düğmeye bastı. - Sakın, bir daha tekerrür etmesin. | Open Subtitles | زميلتي في العمل ضغطت على الزر لا تدعي هذا يحدث مرة أخرى |