Evet, Charlie Welsborough, Kabine Bakanı'nın oğlu bu yüzden sonuç almak için Çok baskı var. | Open Subtitles | أجل تشارلي ويلسبورغ ابن رئيس مجلس الوزراء لهذا انا تحت تأثير ضغط شديد بعد الحصول على النتيجة |
Çok baskı altındaydı. | Open Subtitles | لقد كان تحت ضغط شديد |
Carla'yı iteklemem hataydı, ama son zamanlarda büyük baskı altındayım. | Open Subtitles | اعرفانى مخطئ بدفعى لكارلا ولكنى كنت تحت ضغط شديد |
Carla'yı iteklemem hataydı, ama son zamanlarda büyük baskı altındayım. | Open Subtitles | اعرفانى مخطئ بدفعى لكارلا ولكنى كنت تحت ضغط شديد |
Daha sonra bir şekilde baskı altına girdim. | Open Subtitles | لقد كنت تحت ضغط شديد فى الاونة الاخيرة. |
Ama burada ciddi şekilde baskı altındayız. | Open Subtitles | ولكننا حقاً تحت ضغط شديد هنا |
İkimiz de büyük stres altındaydık. | Open Subtitles | حسن، لقد كنا نرزح تحت ضغط شديد مؤخراً |
Belki de çok streslisin. | Open Subtitles | ربما كنت تعاني من ضغط شديد |
Çok baskı altındadır mutlaka. | Open Subtitles | يبدو انها تحت ضغط شديد |
Belki tüm bu yaşananlar ona Çok baskı yapıyor. | Open Subtitles | ربما كل هذا ضغط شديد عليه |
Çok baskı altında. | Open Subtitles | هي تحت ضغط شديد |
Üstünde Çok baskı olacak. | Open Subtitles | ذلك ضغط شديد. |
İnsanın üzerine Çok baskı yapıyor. | Open Subtitles | أنه ضغط شديد . |
Teşekkürler ama Tanrı'yla çıkmak çok büyük baskı yaratır üzerimde. | Open Subtitles | شكراً لكن مواعدة الرب ينجم عنه ضغط شديد |
Bu çocuklar konuşmak için kendilerini büyük baskı altında hissediyorlar. | Open Subtitles | الأطفال تحت ضغط شديد لأن يتكلموا |
Kendimi çok iyi hissediyorum. Dinle Tom son zamanlarda büyük stres altındasın. | Open Subtitles | أسمعني يا " توم " لقد كنت تحت ضغط شديد مؤخراً . |
O gün büyük stres içindeydim, Douglas. İkimiz de öyleydik galiba. | Open Subtitles | لقد كنت تحت ضغط شديد يا (دوغلاس) |
Ama sen her zaman çok streslisin. | Open Subtitles | ولكنك دائماً تحت ضغط شديد |