"ضميرها" - Translation from Arabic to Turkish

• vicdan
• Vicdanını

Yine de ailesini öldürürken, bir laboratuvar faresinin çekeceği kadar bile vicdan azabı duymayan katil bir polisin radarında olacaksın.
ستظلّ تحت مراقبة شرطيّة قاتلة لم يؤنّبها ضميرها لقتلها عائلتها ناهيكَ عن عالم مختبرات

Açıkçası vicdan azabından kurtulmaya ihtiyacı varmış.
من الواضح انها كانت تحتاج لإزاحة هذا عن ضميرها

Ya bir sonraki vicdan krizi onu doğruca polise götürürse?
ماذا لو أنّ هجوم ضميرها القادم يقودها للشرطة؟

Zavallı, acınası Lucky Dyson, suçlu Vicdanını rahatlatmak için kendini uyuşturuculara vermişti.
المسكينة لاكى دايسون التى انقلبت لأستخدام المخدرات لتوقف عذاب ضميرها

Vicdanını yiyip bitiren suçluluk duygusunu... düşününce ne kadar da uygun.
الاريحية الهائلة بالنظر لاثمها يجب انها تأكل ضميرها

Tom, Boston şehri bu akşam kendi Vicdanını sorguluyor Papa'nın bir ziyaretine hazırlanırken.
توم ، مدينة بوستون ...تراجع ضميرها الليلة استعدادا لزيارة البابا

Asıl vicdan azabının altında ezilen ve günden güne eriyen oydu.
‫كانت هي من تحملت هذا الثقل ‫على ضميرها ‫الذي شيئا فشيئا ‫جعلها تنهار

Sonra da kevaşe yaptıklarından dolayı vicdan azabı çekmeye başladı. Özellikle de şu çocukla ayrılmana sebep olduğu için. Neydi adı?
لكنّ الحقيرة ردّ لها ضميرها وشعرت بتأنيب ما فعلته، ولا سيّما أنّ الصُورة قطعت علاقتكِ مع المدعو (زاك).

Sanki bir vicdan yarışmasındasın gibi..
قد يستيقظ ضميرها

Vicdanını rahatlatmaya çalışıyorum biraz.
أنا فقط أحاول أن أريح ضميرها بعض الشيء

Ama bu konuyu Rafael'le konuşup Vicdanını rahatlatmaya, ve normale dönmeye karar verdi.
لكنها اعتقدت أن بإمكانها أن تتحدث إلى (رافاييل) في الأمر - كي تريح ضميرها وتعود إلى طبيعتها