Daha sonra Deah'ın odasına gittim daha önce çoğu kez yaptığım gibi, onu aradım, hiç doldurulmayacak bir boşluk bulmak için. | TED | بعدها ذهبت إلى غرفة ضياء كما فعلت كثيرًا من قبل، أبحث عنه، فقط لأرى فراغه الذي لا يمكن أن يمتلئ مجددًا. |
Bugün, Pakistan Devlet Başkanı Ziya'ül Hak bizleri onurlandırdı. | Open Subtitles | اليوم نشرف الرئيس الباكستاني (ضياء الحق) |
O sıcak sevgi parıltısını yaşamayacaktım | Open Subtitles | ضياء الحب الدافيء هذا |
Mesele şu ki, köprü yapılır yapılmaz Dia ve ben gideceğiz. | Open Subtitles | Chestia البريد CA, odată م podul حد ذاته وجه , والألغام ضياء فا pleca متر مكعب. |
Zia'nın tanıdıkları var. | Open Subtitles | ضياء يعرف اشخاصا. |
Bu gece ay ışığı mabede ulaştığında benimle buluş. | Open Subtitles | قابلني اللـّيلة ، حينما يسطع ضياء القمر على الساحة المُقدسة. |
Sen onun hayatının ışığısın, o yüzden! | Open Subtitles | -أنتِ ضياء حياته ، هذا هو السبب |
Günbatımının kızıllığı dışında ışık yok. | Open Subtitles | لا ضياء و لكن مجرد لمعان يبدو من التلفزيون |
"Rüyaların ışıltısı var gelinin dostlarının yüzünde | Open Subtitles | " على وجوه أصحاب العروسة ضياء الأحلام " |
Bugün burada olmanın benim için çok zor olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Ama kardeşim Deah, karısı Yusor ve kız kardeşi Razan bana fazla seçenek bırakmadı. | TED | بلا شك، هذا موقع صعب بالنسبة لي أن أكون هنا اليوم لكن أخي ضياء زوجته يُسر وأختها رزان لم يعطوني الكثير من الخيارات |
Deah ve Yusor ilk danslarını yaptıklarında gözlerindeki aşkı, karşılık bulan neşesini gördüm ve duygularım beni kaplamaya başladı. | TED | عندما رقص ضياء ويسر رقصتهم الاولي رأيت الحب في عينيه ومبادلتها له الفرحة ومشاعري بدأت تغمرني |
Kafam karıştı, babamı aradım, düz bir sesle şöyle dedi: "Deah'ın mahallesi Chapel Hill'de bir saldırı olayı olmuş. | TED | كنت مشوشة، اتصلت بوالدي الذي تحدث معي بهدوء شديد "لقد حدث إطلاق نار في حي ضياء في شابيل هيل |
Sözlerime devam etmeden önce, hepinizin şunu bilmesini isterim ki Butto'yu Başkan Ziya'ül Hak öldürmemiştir. | Open Subtitles | قبل أن نستمر أكثر من هذا أود منكم جميعاً أن تعرفوا هذا الرئيس (ضياء) لم يقتل (بوتو) |
Ziya'ül Hak mücahitlerin aktif olarak eğitilmesi ve para yardımı yapılması riskini sırtlanan tek kişi. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، الرئيس (ضياء) هو الوحيد الذي قبل بتحمل خطر تدريب و تمويل المجاهدين بشكل نشيط |
Aptal olma Charlie. Ziya'dan kızı affetmesini isteyeceksin. | Open Subtitles | لا تكن غبياً يا (تشارلي) ستطلب من (ضياء) أن يعفو عنها |
O sıcak sevgi parıltısını yaşamayacaktım | Open Subtitles | ضياء الحب الدافيء هذا |
O sıcak sevgi parıltısını yaşamayacaktım | Open Subtitles | ضياء الحب الدافيء هذا |
Dia haklıydı. | Open Subtitles | وكان ضياء الحق . |
Ben Zia. | Open Subtitles | انا ضياء. |
Genç Büyücü, Yaratıcı'nın ışığı yolunu aydınlatsın. | Open Subtitles | أيُّها العرّاف الشاب , لينير ضياء الخالق طريقكَ. |
Sen onun hayatının ışığısın, o yüzden! | Open Subtitles | -أنتِ ضياء حياته ، هذا هو السبب |
Açık bir biçimde ne kadar hızlı gidersem ışık o kadar parlak oluyor. | Open Subtitles | ومن الواضح أنه كلما أسرعت، كلما اصبح المصباح أكثر ضياء. |
"Rüyaların ışıltısı var gelinin dostlarının yüzünde | Open Subtitles | " على وجوه أصحاب العروسة ضياء الأحلام " |