Kırık kemiğim yok. Hafif itibar kaybı dışında değişiklik yok. | Open Subtitles | لم تتحطم عظامي ضياع طفيف لكرامتي، لا تغيير في ذلك |
Buna bulut programlama denmektedir ve iki büyük probleme neden olmaktadır: ısı kaybı ve bant genişliği rağbeti. | TED | هذا يسمى بالحوسبة السحابية، وتؤدي إلى مشكلتين كبيرتين: ضياع الحرارة والطلب على نطاق الترددات. |
Kıç reaktöründeki ana devrede basınç kaybı var. | Open Subtitles | ضياع للضغط في الدائرة الاولية على المفاعل الخلفيّ |
O zamanlar okyanus, bir Cennet denizi gibi görünüyordu. Ama şimdi biliyoruz ki, kayıp bir Cennet ile karşı karşıyayız. | TED | على ما يبدو، في ذلك الوقت، أن يكون بحر عدن، لكننا الآن نعرف، والآن نواجه ضياع الجنة. |
kayıp rozet ve kimlikler otomatik olarak 2B araştırması başlatır. | Open Subtitles | ضياع بطاقات الإعتماد يفتح تحقيق المفتش العام تلقائياً |
Benim dayanamadığım... burayı kaybetmek değil, Koca Ana'ya yaptıkları. | Open Subtitles | مالا أستطيع تحمله هو ليس ضياع المكان بل الأم الكبيرة |
Ben de kayboldum. | Open Subtitles | انا في ضياع |
Reaktörde birinci devrede basınç kaybı var. | Open Subtitles | ضياع للضغط في الدائرة الاولية على المفاعل الخلفيّ |
Zaman kaybı demeyi isterdim ama çok çabuk başarısız oldunuz, bu yüzden diyemiyorum. | Open Subtitles | كنت سأقول هذا ضياع للوقت، ولكنمفشلتمسريعاً.. ولم يضع الوقت |
ben zaten anladım. eğer açıklarsam sadece zaman kaybı. | Open Subtitles | أنا أفهم أفهم تماما إن شرحت هذا ضياع للوقت |
Yan etkileri arasında kıyafet kaybı, deride kızarmalar nefes darlığı ve ertesi sabah çekeceğiniz abdominal ağrı bulunur. | Open Subtitles | الأثار الجانبية قد تسبب ضياع الملابس وإحتراق الملائة ونقصان في النفس وإرهاق في العضلات خلال الصباح |
Zaman kaybı olan bir şey için onun parasını kabul edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني قبول أمواله لأجل أمر ، ما هو إلا ضياع للوقت |
Yani, zaman kaybı gibi görünse de. | Open Subtitles | أعني ان بالرغم انها تبدو ضياع للوقت |
Bana söyledi o kayıp ve korkmuş olan gibi adamlar. | Open Subtitles | أخبرني أن رجالاً مثلك هم في حالة ضياع وخوف أنت محكوم عليك بالفشل |
- Anlıyorum, kayıp yavru köpeçik gibi. | Open Subtitles | أنا أواجه هذا أحياناً , قضايا ضياع كلاب |
- Anlıyorum, kayıp yavru köpeçik gibi. | Open Subtitles | أنا أواجه هذا أحياناً , قضايا ضياع كلاب |
21 kayıp sığırın nesi bu kadar komik acaba? | Open Subtitles | وما المضحك بحق الجحيم بشأن ضياع 21بقره؟ |
Benim dayanamadığım... burayı kaybetmek değil, Koca Ana'ya yaptıkları. | Open Subtitles | مالا أستطيع تحمله هو ليس ضياع المكان بل الأم الكبيرة |
Zaman kaybetmek her şeyi kaybetmektir. | Open Subtitles | ضياع الوقت يعنى ضياع كل شئ |
Ben de kayboldum. | Open Subtitles | انا في ضياع |
Kaliteli bir viskiyi boşa harcadık sanırım. Kusuruma bakmayın. Tutun onu. | Open Subtitles | أعرف كيف يبدو ضياع لويسكي جيد ، تساهل معي امسكه ... |
Çok yazık! Yine de umudunu yitirmemelisin. | Open Subtitles | يا له من ضياع ومع ذلك, عليكِ أن تعيشي مع الأمل |