Telsiz sinyalleri yok. Sinyalleri taşıyan uçak düşmüş. | Open Subtitles | طائراتهم لن تكون قادرة على العودة إلى المكان الأصلي |
Belki reklam tasiyan bir uçak tutar ve partinin etrafinda gezdiririm. | Open Subtitles | رُبما سوف أحصل على إحدى طائراتهم مع ذلك الشعار خلفها وأطير بها فوق حفلتك المُميزة |
İlk başarılı uçuşlardan kısa bir süre sonra, pilotlar uçaklarını daha da hızlı gitmeye zorlamak istediler. | TED | لم يمض وقتٌ طويلٌ بعد نجاح أولى رحلات الطّيران، حتّى تحمّس الطّيارون لجعل طائراتهم تطير أسرع فأسرع. |
"Üyeler kendi özel uçaklarını kullanır... ve iki ayda bir U.F.O'ların araştırılması için gökyüzü devriyesi yaparlar." | Open Subtitles | أعضاء يقودون طائراتهم الخاصة ويقومون بدوريات نصف شهرية في السماء بحثا عن الأجسام الغامضة |
Yani o da uçaklarından birini düşürüp intikam mı almak istiyor? | Open Subtitles | إذاً هي ترغب بإسقاط واحدة من طائراتهم للانتقام؟ |
uçaklarından biri kayboldu derim. | Open Subtitles | أعتقد أن واحده من طائراتهم قد فـُقدت |
Mürettabat, bu türden bir tezahürattan sonra uçak istemedi. | Open Subtitles | لكن الطيارين بعدما هنئوا ... بعضهم بسماع البيان لم يذهبوا إلى طائراتهم ... |
uçak gemilerini gönderiyorlar mı, yoksa bir hareket yok mu? | Open Subtitles | هل سيُرسلون حاملات طائراتهم أمْ لا؟ |
Peki ya uçak gemileri? | Open Subtitles | ماذا عن حاملات طائراتهم ؟ |
Onlar da uçak biletinin parasını senin güzellik salonunda çalışarak çıkarmak zorunda kalıyor.Nina'yı seçmenin sakıncası, onun izini süren nişanlısıydı. | Open Subtitles | لذا، هم يُجبرونَ للتَخَلُّص من تذاكرِ طائراتهم في حمامكِ المعدني. المشكلة بإخْتياَر نينا كَانتْ بأنّها كَانَ عِنْدَها a خطيب الذي تَعقّبَها. |
uçak kuyrukları olabilir. | TED | هو ذيول طائراتهم الخاصة . |
Havayolu şirketi uçaklarını göçmenleri sınır dışı etmek için kullanıyordu. | Open Subtitles | كانوا يَستخدموا طائراتهم لطرد المهاجرين, |
Bence deniz tatbikatı hikayemizi yutmadılar ama savaş uçaklarını da kaldırmıyorlar. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم يصدقون قصة مناوراتنا البحرية لكنهم أيضاً لا يخرجون طائراتهم المقاتلة |
Elektromanyetik dalga onları değil uçaklarını öldürür. | Open Subtitles | النبضات الكهرومغناطيسية لن تقتلهم بل ستعطل طائراتهم |
Yere çarpana kadar uçaklarını tamir etmek isterler. | Open Subtitles | ... فى محاولة لإصلاح طائراتهم قبل أن ترتطم بالأرض. |
Görevleri, Okinawa çevresinde bulunan düşman gemilerine uçaklarını mıhlamaktı. | Open Subtitles | كانت مهمتهم أن يصدموا طائراتهم بسطح (سفن العدو الحربية المحيطة بـ (أوكيناوا |
Kolombiya'dan uçaklarını kaldırıp yüklerini suya bırakırlar. | Open Subtitles | تحلق طائراتهم في كولومبيا من... |
Pakistan'ın az önce onların gözetleme uçaklarından birini vurduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه يدعي بأن (باكستان) أسقطت للتوها واحدة من طائراتهم الإستطلاعية |