| Cesurca ya da Aptalca bir harekette bulunmamanızı hatırlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد تذكيركم بألا تـُقوموا بأي تصرف شجاع أو طائش |
| Aptalca olabilir ama karşı koyamadım. | Open Subtitles | نعم ربما هو عمل طائش لكني لم استطع المقاومة |
| Bilirsiniz, video oyunları çok derin olabilirler, çok düşüncesiz olduklarında bile. | TED | تعلمون، ألعاب الفيديو يمكن أن تكون حقاً عميقة حتى عندما كنت طائش تماما. |
| Bu şansı kaybetmiş olmamıza rağmen, düşüncesizce bir şey yapma. | Open Subtitles | على الرغم من أننا أضعنا هذه الفرصة, لا تفعلي أيّ شيء طائش |
| Üzerimde çok baskı hissettiğimi ve acele bir karar verdiğimi söylerim. | Open Subtitles | سوف أقول لها أن الضغط كان كبير ولقد قمت بخيار طائش. |
| Demek sevgilin seni Borneo'lu bir Vahşi için terk etti, öyle mi? | Open Subtitles | لذا سيدتك رفضتك ل نوع رجل طائش من بورنيو؟ |
| Dün yaptığın çok Pervasız bir şeydi. | Open Subtitles | مافعلتيه أمس كان طائش ومتهور على أقل تقدير |
| Yeteneği var, ama Umursamaz ve yabani.. | Open Subtitles | يمتلك الموهبة، لكنه طائش وجامح. |
| Baba, Aptalca bir şey yapmayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | انظر ، يا أبي ، أنا لن أقوم بفعل طائش ، حسناً ؟ |
| Onu Aptalca bir şey yapmaktan vazgeçirebileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | أظن أنني آملت أن أقنعه بعدم فعل أي أمر طائش |
| Sanırım çok Aptalca bir şey yaptım. | Open Subtitles | أعتقد أنني قمت بعمل طائش للغاية. |
| Nasıl bu kadar düşüncesiz oldum bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ كَمْ أنا كَانَ يمكنُ أَنْ أكُونَ طائش جداً. |
| düşüncesiz ve duyarsız davrandım. Telafisi çok zor, biliyorum. | Open Subtitles | كنت طائش وعديم الأحساس، وأنا أعرف أن لا يمكنني التعويض عنه.. |
| Bana sadece Claire'in güvende olacağına ve düşüncesiz bir hareket yapmayacağına söz ver. | Open Subtitles | أعدني فحسب بأنها ستكونُ بآمان .ولن تفعل أيّ شيءٍ طائش |
| düşüncesizce bir hareket yapmaman gerekiyor. | Open Subtitles | تذكّري ما قاله المحامي، لا تقدمي على أيّ فعل طائش |
| Maalesef Nick ve ben iddia için biraz acele etmişiz çünkü maktüle ait. | Open Subtitles | القاتل؟ لسوء الحظ ل نيك وي رهان طائش على ما يبدو، |
| Ve evlendiğimde bir kez bile... 'Vahşi gençlik' ve... ucuz likör olmayacak. | Open Subtitles | وبمجرد أن أتزوج... لا 'شباب طائش' و... لا خمور رخيصة. |
| Söylemiştim sana. Çok Pervasız. | Open Subtitles | لقد أخبرتك، من قبل أنه طائش |
| Senin Umursamaz biri olduğunu biliyor. | Open Subtitles | لقد علم أنك طائش. |
| Böylesine pervasızca hareket eden bir budala bölgemizi Parlamento'da nasıl temsil edebilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لأحمق طائش أن يُمثل في برلمان المقاطعة؟ |
| Bu çeşit bir düşüncesizlik... ve çocukca bir ahmaklık bana the Real world evinde* yaşıyormuşum gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | ..هذا عمل غير مسئول طائش وغير ناضج ذلك يجعلني أحس أنني أعيش في منزل الواقع |
| Anlamaya çalıştığım onun erkek arkadaşı mıydı yoksa günlük sıradan bir ilişki miydi? | Open Subtitles | لذا أنا أحاول فقط العثور إن كان هو فعل عشيقٌ ما أو مجرد تصرف طائش فقط |
| Dikkatsiz ve aptal ve şimdi de üzgünsün. | Open Subtitles | طائش وغبي والأن أنت أسف أكثر مما ينبغي |