Eğer acil bir durum olsa arayacağım ilk kişi olurdu. | Open Subtitles | واذا كان هناك اي طارىء سيكون اول شخص اتصل به |
Lütfen ısıtmanın bozuk olduğunu söylemek için bana acil çağrısını attığını söyleme. | Open Subtitles | أخبرني رجاءً أنّكَ لم ترسل لي نداء طارىء لتخبرني بأنّ المدفأة معطوبة |
Zannımızca, inşaat alanına giden bir itfaiyecinin direktifiyle alınan acil bir önlem. | Open Subtitles | نعتقد أنّه تدبير طارىء وبتعليمات من رجال الإطفاء الّذين هم في الموقع. |
Um, beni aradın ve acil dedin. | Open Subtitles | عندما دعوتنى فى منتصف الليل قلت انة امر طارىء |
FTL sürücüsü acilen kapandı. | Open Subtitles | إغلاق طارىء لمحرك السرعه الفائقه |
Verilecek ceza için acil toplantı yapacağız. -Ne hakkında ? | Open Subtitles | نحن نمرّ بموسم طارىء بالنسبة للجنة الإختيارية |
1 - Mary-38. acil durum çağrısı o noktadan yaklaşık 30 dakika önce yapılmış. | Open Subtitles | 1مارى 38 لقد تم استقبال نداء طارىء منذ ثلاثون دقيقه تقريباً |
Bu gece olanlardan sonra, acil bir toplantıya çağırdılar. | Open Subtitles | لقد دعوا لإجتماع طارىء الليله بعد ما حدث |
Bakın, çok acil bir durumumuz var. | Open Subtitles | لدينا طارىء رجاءً، هَلْ أي شخص يَسْمعُني؟ |
Case, Frannie Rebecca hakkında acil toplantı için arıyor. | Open Subtitles | كايس، فراني تدعو الى إجتماع طارىء بشأن ريبيكا. |
FBI'dan acil koduyla arıyorum. Lütfen beni 7. kapıya bağlayın. | Open Subtitles | لديّ اتصال طارىء من المباحث الفدرالية رجاءً، صلني بالعامل عند البوابة السابعة |
Evet, ama iki defa aradı, asla böyle yapmaz. acil bir durum olabilir. | Open Subtitles | لقد حادثنى مرتين ، وهو فى العادة لا يفعل هذا ربما يكون أمر طارىء |
acil durumlar için numaranı ona verdim kusura bakmazsın umarım. | Open Subtitles | اتمنى انك لاتمانع لقد اعطيتها رقمك في حالة اذا كان هنالك حدث طارىء |
- Tamam, beni cep telefonuna bağla acil durum çağrısı filan yap, bir şeyler yap işte. | Open Subtitles | حسناَ ، صليني بخط هاتفه قومى بفصل طارىء ايا كان ما يجب عليكى فعله |
Polis videoyu hak ettiği kadar acil olarak değerlendirmedi. | Open Subtitles | الشرطة لا يمكنها التعامل مع هذا كأمر طارىء صريح على تقدير هذا المقطع. |
Sadece acil durumlar için yerini tespit ediyordum. | Open Subtitles | إنني أتحقق من موقعك فقط إذا حدث أمر طارىء. |
Bir koşu çiçek dükkanına gittim ve, acil durum ya da başka bir şey olması durumuna karşı, bir kaç ekstra çiçek hazırladım. | Open Subtitles | لكني هرعتٌ لمتجر الزهور ونسقتٌ بعض الباقات الإضافية في حال , حدث أي ظرف طارىء |
Sahip olduğunuz bütün tıbbi ekipmanı getirin ve pilota acil iniş yapmaya hazırlanmasını söyleyin. | Open Subtitles | أنا بحاجة يا رفاق لجمع أي معدات طبية لديكم وأخبرا الطيار ليستعد لهبوط طارىء |
Midemle alakalı acil bir durum yaşıyorum ve derhal bir öğle yemeği müdahalesine ihtiyacım var. | Open Subtitles | فلدىّ حالة طبية طارئة في معدتي وأحتاج نقل دم طارىء للغذاء |
acil destek ve buranın güneyindeki tüm noktalara bariyer kurulmasını istiyorum. | Open Subtitles | أطلب إرسال دعم بشكل طارىء ووضع حواجز على كل الطرقات بإتجاه الجنوب |
diyelim birinin acilen organ nakli olması gerekti. | Open Subtitles | شخصاً ما يحتاج نقل أعضاء طارىء |