Yoksa sabahın 6'sında umutsuzca yardım istemek için beni neden arasın ki? | Open Subtitles | و إلا لماذا إتصل بي في السادسه صباحاً طالباً معونتي؟ |
Yardım istemeye gelmişsin, ben de yardım ediyorum: | Open Subtitles | أنت جئت طالباً مساعدتي، وأنا أساعدك أشرب مرة أخرى |
Buna rağmen, sonuna kadar, ilk ve en önde giden bir öğrenciydi, çünkü kılavuzu en basit ifadeyle keşfetme ve anlama arzusuydu. | Open Subtitles | ورغم ذلك فى النهاية , بقى أول وأشهر طالباً موجه بالرغبات البسيطة للإدراك والفهم |
60'larda, sosyal ayaklanma ve sorgulama zamanında öğrenciydim, aynı zamanda kişisel seviyede idealizm duygusunun uyandığı dönemde. | TED | كنت طالباً في الستينيات، وقت الإضطرابات الإجتماعية والمسائلة وعلى المستوى الشخصي، في صحوة الشعور بالمثالية |
Sizin yapmamıza izin verdiğiniz işler için seçilmeye çalışan bir öğrenciyken, bir gün fark ettim ki, sadece iyi işler "beyaz" değildi. | Open Subtitles | عندما كنت طالباً أحاول التأهيل للوظائف التي سوف تسمحون لنا بالحصول عليها أدركت على حين غرة بأنها ليست وظائف جيدة كوظائف البيض |
Arabama gidiyordum ve adam bana yaklaşıp ateş istedi. | Open Subtitles | كنت متجهاً نحو سيارتي فقصدني ذلك الرجل طالباً قداحة |
- Mads değil. Bu hafta her gün farklı bir öğrenciyi çekiyorum. | Open Subtitles | كل يوم هذا الأسبوع, سأصور طالباً مختلفاً. |
Bu 714 öğrencinin ve arkadaşlık bağlarının yer aldığı bir harita. | TED | لذا ، هذه خريطة ٧١٤ طالباً و روابط صداقاتهم |
Öğrencilerimiz okula kabul edildiklerinde, 20 - 30 kişilik küçük bir sınıfa yerleştiriliyorlar ki özel ilgiye ihtiyacı olanlar alabilsin diye. | TED | عندما يتم قبول طلابنا يوضعون في صفٍ صغير يتألف من 20 إلى 30 طالباً لضمان حصولهم على الاهتمام الشخصي لمن أراد ذلك. |
Bilgi karşılığında koruma talep etmek için sadece geçen ay ortaya çıktı. | Open Subtitles | لقد ظهر فقط الشهر الماضي، قادماً من الفراغ، طالباً الحماية مقابل تبادل المعلومات. |
Ama efendim, her biri gelmenizi isteyen mektuplar yazdı. | Open Subtitles | ولكن يا سيدي ،كل واحد منهم كتب لك رسالة طالباً منك العودة |
- Şoför yardım istemek için buraya geldi mi? | Open Subtitles | -هل أتى السائق إلى هنا طالباً المساعدة ؟ |
Romalı istilacılara karşı yardımımızı istemek için Britanya'dan geldi. | Open Subtitles | طالباً معونتنا ضد الغزاة الرومان |
Kolu kırılmış. Bizden yardım istemeye gelmişti. | Open Subtitles | كانت ذراعه مكسوره، أتى إلينا طالباً المساعده |
Bu doğru. Prensin benden Kraliçe'yle savaşmak için yardım istemeye geldi. | Open Subtitles | صحيح، جاء أميرك طالباً مساعدة لمحاربة الملكة |
Genç, atletik, iyi bir dağ tırmanışçısı, müthiş piyanist, ve fevkalade bir öğrenciydi. | Open Subtitles | شاب رياضي ، متسلق جبال رائع عازف بيانو ممتاز و كان أيضاً طالباً متميزاً |
O zihin deneylerine gönüllü olarak katılmış bir öğrenciydi. | Open Subtitles | كان طالباً من السنة الثانية متطوعاً للخضوع لتجارب ذهنية. |
1960'larda öğrenciydim, sosyal başkaldırı ve sorgulama yıllarında ve kişisel düzeyde benim için idealizmi keşfettiğim zamanlardı. | TED | لقد كنت طالباً في الستينات، وقت الإضطرابات الإجتماعية والإستجوابات، وعلى المستوى الشخصي، حس مثالي بالصحوة. |
Bu ben öğrenciyken annemin yaptığı özel bir yemekti. | Open Subtitles | لقد كان طبقاً تختص بعمله أمي عندما كنت أنا طالباً |
Bir gün beni aradı ve bir iyilik yapmamı istedi ve zamanımın büyük kısmını, böyle bir yerde,.. | Open Subtitles | في يوم ما، إتصل بي طالباً خدمة وقبل أن أعرفها، أقوم بقضاء معظم أوقاتي |
Küçük bir öğrenciyi vursan ölebilirdi! | Open Subtitles | لو أصبت طالباً صغيراً ! لكان من الممكن أن يموت |
İyi bir öğrencinin bu kadar düşüşe geçtiğini hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت طالباً متفوقاً ينحدر بهذه الطريقة. |
Bir şey çıkmadı. Belki de tam gün okula gitmiyordu. | Open Subtitles | لا بشائر، لربما كان ليس طالباً بشكل كامل. |
Emrin standart AEM Ağı kanalıyla doğrulanmasını talep ediyorum. | Open Subtitles | طالباً مصداقية لهذا الخبر خلال الشبكة الرئيسية |
Bana dendigine göre dün gece ofisime gelip benden yardim isteyen ajanla bugün vurulan ajan ayni kisiymis. | Open Subtitles | أخبرت العملاء الفدراليون، أنّالعميلالّذيتمإرداءهاليوم .. هو ذاته الّذي أتي إلى مكتبي ليلة أمس، طالباً المُساعدة. |
Yangın çıktığında burada öğrenciymiş. | Open Subtitles | كانَ طالباً هنا حينما حدث الحريق |
Şu andan itibaren İlköğretim sınıf kapasitesini 22 öğrenciye sınırlandırıyoruz. | Open Subtitles | من الان فصاعدا سوف نحدد حجم فصول مدارسنا المتوسطة الى 22 طالباً |
Aslında Rick'in öğrencisiymiş ama Peter'ın doktora yapması Rhonda'nın onayına bağlıymış. | Open Subtitles | هو في الواقع كان طالباً عند ريك ، و لكن كان الأمر عائداً الى روندا لتحديد ما إذا كنت تريد السماح ل بيتر في الإنضمام الى برنامج الدكتوراه الخاصة بهم و ؟ |
Önceden öğrencim olduğunu ve yıllar sonra bir barda karşılaştığımızı söyleriz. | Open Subtitles | نقول بأنك كنت طالباً عندي وبعد ذلك صادف أن التقينا في حانة بعد سنوات |