Baba o bir yabancı misafir öğrenci. | Open Subtitles | انها اجنبيه طالبه تبادليه لديهم نظام تعليمى مختلف |
Bayanlar ve baylar Cumhuriyetçi Ulusal öğrenci İlişkileri Komitesi olarak McKinley Lisesi adına, size sunmaktan onur duyarım Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı George Bush. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي بصفتي طالبه مؤيده لنظام الجمهوري الوطني القومي المرتبط لمدرسة مكينلي الثانوية |
Bu kızın ne kadar iyi bir öğrenci olduğu umurumda değil! Oğlumuzun Princeton'a gitmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا لا أهتم بكم أصبحت تلك الفتاة طالبه ماهرة |
Min Jiwon, sosyoloji ikinci sınıf öğrencisi. | Open Subtitles | مين جيون طالبه بالسنه الثانيه تخصص علم اجتماع |
O bir yüksek lisans öğrencisi, ve... bir hayvan barınağında gönüllü olarak çalışıyor. | Open Subtitles | انها طالبه وهي متطوعه لدى مجموعة حقوق الحيوان |
Mary bu yıl ki en iyi öğrencimdi. | Open Subtitles | ماري حتى الآن أفضل طالبه لي هذا العام |
Camille, büyük köpeklerle koşma şansı bulmuş sönük doktora öğrencisiydin ama ben olmasam muhtemelen programdan ayrılmak zorunda kalıp az finanse edilmiş bir devlet okulunda öğretmen olacaktınız. | Open Subtitles | كاميل , كنتي طالبه باهته في درجة الدكتوراه التي لديها فرصه للركض مع الكلاب الكبيره لكن من دوني أنتي على الارجح كان عليكِ أن تتركي البرنامج |
Bir öğrenci, Rachael Newman, kaybolmuş. | Open Subtitles | نعم منذ سبع شهور طالبه تدعى راشيل نيومان اختفت |
Busan'da, bir kız öğrenci bir otobüste boğularak ölmüş olarak bulundu. | Open Subtitles | فى بوسان طالبه أنثى وجدت مخنوقه فى حافله |
Bu da, onu bu kadar iyi bir öğrenci yapan şeylerden biri. | Open Subtitles | أنه شيء من أشياء كثيره تجعلها طالبه ممتازه |
Ona bir dahaki sefere bir öğrenci ile ilişki kurduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | يجب أن تقولي له في المرة القادمة التي سيقوم بعلاقه عاطفية مع طالبه |
Virginia'daki Hayworth Devlet Üniversitesi'nde öğrenci. | Open Subtitles | طالبه فى جامعه هيورث المجتمعيه فى فيرجينيا |
# Kendine öğrenci diyor ama benim şüphelerim var. # | Open Subtitles | ♪.. تلقب نفسها أسم طالبه, ولكن♪ ♪لكن أشك بذلك♪ |
Peki, gerçek şu ki dosyada adı geçen öğrenci ben değilim. | Open Subtitles | .... حسناً، الحقيقة تلك انا لست طالبه على الملف |
Çocuklar, sınıfımıza yeni bir öğrenci geldi, adı Cristabelle. | Open Subtitles | ياطلاب لدينا طالبه جديده هنا اليوم |
Ve insanların bilmesini istememizin nedeni de onun bir öğretmen olması, benim de bir öğrenci olmam ve Serena ile çıkıyor. | Open Subtitles | والسبب في أننا لا نريد أن يعرف الناس هو انه استاذ وانا طالبه... وهو يواعد سيرينا. |
Onur öğrencisi, her spor dalında altın madalya... | Open Subtitles | مثاليه طالبه الرياضيه الالعاب كل فى الذهبيه الميداليات على حصلت |
İkinci sınıf öğrencisi olarak... | Open Subtitles | طالبه في الصفّ الثاني، و منسّقه هيئة التدريس. |
18 yaşındaki West Washington öğrencisi Rachael Newman... şimdi bilindiği üzere Rachael Newman'ın katili cinayetlerine çarşamba gecesi Gertrude Fleck'i öldürerek başladığı biliniyor... | Open Subtitles | عندما تم التعرف على طالبه فى الثامنه عشره من عمرها غرب واشنطن نزهة القتل لـ راشيل نيو مان بدأت مساء الأربعاء بقتل جيرترود فليك |
Hayır, onlar beni sadece üniversite öğrencisi sanıyor. | Open Subtitles | لأ ! ـ اعني , بالنسبه لهم انـا مجرد طالبه جـامعيـه |
Ah. Tabii, lise öğrencisi. | Open Subtitles | اه اجل انت طالبه فى المدرسه الثانويه |
Tracy öğrencimdi. | Open Subtitles | ترايسي) كانت طالبه لديّ) |
En sevdiği öğrencisiydin. | Open Subtitles | و كُنت أنت طالبه المُفضل |