"طالما أنه لن" - Translation from Arabic to Turkish

    • sürece
        
    Beni doğramadığı sürece eğlenirim dedim. Open Subtitles حسبت طالما أنه لن يقطعني بفأس فسأحظى ببعض المرح
    - Şey, hiçbir yeri, olayda sen zarar görmediğin sürece. Open Subtitles لا شيء طالما أنه لن يؤذيك أحد أثناء ذلك
    Oh. Onları kaybettiği için dünyayı suçlamadığı sürece. Open Subtitles طالما أنه لن يلوم العالم لخسارتهم
    Kız kardeşine karşı olan davayı engellemediği sürece tabii. Open Subtitles طالما أنه لن يتعارض مع قضيتك ضد شقيقته
    Çok derine inmediği sürece iyiyiz. Open Subtitles طالما أنه لن يتعمق بالبحث، فنحن بخير
    Her şey Ben hakkında olmadığı sürece arkadaşlığımızdan memnunum. Open Subtitles انا سعيد لكوني صديقكِ طالما أنه لن يكون كله بشأن (بين).
    Tabi bir daha tekrarlanmadığı sürece. Open Subtitles يا سيد (بلانك)، طالما أنه لن يحدث مرة أخرى
    Sizi öldürmediği sürece yani. Open Subtitles طالما أنه لن يقتلك
    Eski iyi Major'ın yaptığı gibi üçüncü şahısta konuşmadığı sürece. Open Subtitles طالما أنه لن يتكلم بصفة الغائب كما أعتاد (مايجور) القديم الصالح
    Çizilmiş olmadıkları sürece. Open Subtitles طالما أنه لن يُستَل...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more