"طالما نحن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğumuz sürece
        
    • kaldığımız sürece
        
    • müddetçe
        
    • madem
        
    • olduğu sürece
        
    • " İmkansız diye bir şey yoktur
        
    • olduğumuza göre
        
    • olduğumuz süre içinde
        
    Hayatta olduğumuz sürece peşimizi bırakmaz ve bulduğunda da öldürür. Open Subtitles سيطاردنا طالما نحن على قيد الحياة. وسيقتلنا عندما يعثر علينا.
    Sessiz olduğumuz sürece, burada sizin dışarıda olacağınızdan daha güvenli oluruz. Open Subtitles طالما نحن هادئون، نحن سَنَكُونُ أكثر أماناً هنا أكثر من الخارج
    Biz bu teknede olduğumuz sürece, ben ilgilendiğim sürece, kaptan sensin. Open Subtitles طالما نحن على هذا المركبِ، بقدر تعلق الأمر بي، أنت القائدَ.
    Tüp içinde kaldığımız sürece güvendeyiz. Bakın, prens. Acele edin. Open Subtitles طالما نحن بداخل الانبوب نحن بأمان انظر , الامير اسرع
    O garajda sekizinci sınıf fiziğini kullanarak ve mutlu zaman geçirerek... bu yolda gittiğimiz müddetçe, bence bunu denemeyi sabırla sürdürmeliyiz. Open Subtitles طالما نحن ماشين على هذا الدرب حيث الفيزياء الثمانية ونستمتع بوقتنا في ذلك الكراج أعتقد أننا نستطيع تجربتها
    madem hazırdık, neden bütün bunları yapmamız gerekti? Open Subtitles لمَ جعلتنا نفعل كل ذلك طالما نحن مستعدتين؟
    İçecek bir yerimiz ve işadamları için eş cinsel ilişki yaşayabilecekleri bir lavabo olduğu sürece sorun yok. Open Subtitles أقصد , طالما نحن حصلنا على مكان للشرب وغرفة أستراحة لرجال العمال الذين لديهم لقاءات جنسية
    Arkadaş olduğumuz sürece, "bir tür akraba" olmaya itirazım yok. Open Subtitles أنا لا أمانع كوني نوع من الأقرباء طالما نحن أصدقاء حسن
    Biz burada olduğumuz sürece bir daha o sireni öttürme! Open Subtitles لا ضربة صافرة هذا مرة أخرى طالما نحن هنا.
    Benny, burada misafir olduğumuz sürece bana yardımcı olmanı istiyorum. Open Subtitles طالما نحن ضيوفَ هنا، أَحتاجُك لمُسَاعَدَتي.
    Jesse Jackson'ın bir konuşmasında duydum gerekli olduğumuz sürece işe yarar olduğumuzun farkına varmalıyız diyordu. Open Subtitles سمعت كلمة من جيسي جاكسون ، قائلا علينا أن نعترف اننا فقط مفيدة طالما نحن اللازمة.
    Burada olduğumuz sürece, ...işi en iyi şekilde yapmalıyız. Open Subtitles حَسناً، طالما نحن هنا، نحن من المفضّل أن نُنجزُ العمل حقَّ.
    Şimdi veya elli sene sonra olacaksa olsun, birlikte olduğumuz sürece ben iyi olurum. Open Subtitles لو كان هناك شيء سيحدث غداً أو بعد 15 عاماً أياً كان طالما نحن معاً سأكون بخير.
    Eğer çocuklarımız ölürse bizler su altında olduğumuz sürece bu kasabadaki sahiller ve rıhtımlar sizin kanınızla boyanacak. Open Subtitles لو ماتو الأطفال طالما نحن تحت المياه شواطيء وأحواض هذه المدينة
    Dere yatağında, çadır içinde yaşasak bile birlikte olduğumuz sürece mühim değil. Open Subtitles إذا انتهى بنا المطاف بالعيش في خيمة بالقرب من النهر طالما نحن معاً ستكون الأمور على مايرام
    Cidden, bize evinin kapılarını açtın burada kaldığımız sürece sana minnettar olacağım. Open Subtitles جدّيّاً، فتحتِ بيتك لنا لذا طالما نحن هنا فأنا في غاية الامتنان
    Diyetimize sadık kaldığımız sürece en azından fantezi kurabiliriz değil mi? Open Subtitles طالما نحن ملتزمين بحمياتنا الغذائية فيمكننا أقلّه أن نتخيّل
    Yükseklik ne olursa olsun, ikimiz olduğumuz müddetçe bir şey olmaz. Open Subtitles الارتفاع ليس مهما طالما نحن ملتصقين مع بعض
    madem burada bir başımıza kilitli kaldık... kim bir parça ekstra sosisli ister? Open Subtitles حسناً، طالما نحن محتجزون هنا من يريد قطعة؟ مع الكثير من النقانق
    O yakınımızda olduğu sürece kılıç seni oyuna götüremeyecek. O halde onu etkisiz hale getirmeliyiz. Open Subtitles طالما نحن في ظلها فلن يعيدك السيف إلى اللعبة
    Her neyse. Hala hayatta olduğumuza göre, başka hiç bir şey umurumda değil. Open Subtitles أياً كان ، طالما نحن أحياء مرة أخرى فهذا إذاً كل ما يهمني
    Burada olduğumuz süre içinde labotaruvarda birkaç teşhis taraması yapmak istiyorum. Open Subtitles طالما نحن هنا، هناك عدة فحوصات أود أن أجريها في المعمل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more