Sinirlendi, adamın birini duvara yapıştırdı ben de onu kovdum. | Open Subtitles | اصبح غاضبا و القى شخصا ما على الجدار و طردته |
Yani, kovdum adamı ama haksız değildi. | TED | أعني، لقد طردته من عمله، ولكنه لم يكن مخطئاً. |
Yani onu buradan kovdun, o da kendine güvenli, saklanabileceği değişimin onu bulamayacağı bir yer bulmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | إذاً فقد طردته من هنا، وكان عليه إيجاد مكان آمن مكان يختبئ فيه حيث لا يمكن للتغيير من العثور عليه |
Annem, sonunda ben 10 yaşımdayken onu evden kovdu. | Open Subtitles | ثم آخيراً, طردته أمي من المنزل عندما بلغت الـ10, |
Hayır. Dün onu kovmuştum. Gece gelmiş ve beni soymuş. | Open Subtitles | ,لا لقد طردته أمس ثم يَرْجعُ ليلة أمس ويَسْرقُني |
Onu kovarsan, sana dava açar ve ben onu savunurum. | Open Subtitles | إذا طردته فسيقاضيك وأنا سأؤيده, تحتاج إلى سبب |
kovduğun asansörcü çocuk bana geldi ve alet fikrini ondan çaldığını iddia etti. | Open Subtitles | مسؤوول المصعد الذي طردته اتى الي يشتكي بانك سرقت فكرته |
İki gün önce kendisini odamdan kovdum ve o da anneme bir mektup yazarak Sofya Semyonovna'nın karakteriyle ilgili ifadelerle, beni ailemden uzaklaştırmaya çalıştı. | Open Subtitles | وقبل يومين طردته من غرفتي, فأسرع يكتب إلى أمي أنني بددت مالها على عائلة كاترينا ايفانوفنا |
Ben onu kovdum. Sonuç olarak, artık ofiste hoş karşılanmayacağım. | Open Subtitles | كلا, أنا طردته, و نتيجه لهذا لم أعد مرحباً في المكتب |
Bunun uygunsuz olduğunu söyledim Ve onu kovdum. | Open Subtitles | أخبرته بأن هذا غير ملائمٍ مطلقاً ثم طردته |
Samanlıkta yakaladığım en son adamın dayaktan pestilini çıkardım ve çiftliğimden kovdum. | Open Subtitles | آخر رجل .أمسكت به في الحظيرة - أبرحته ضرباً وثم طردته من المزرعه |
Evden kovdum herifi ama Rikers'a nasıl düştüğünü bilmiyorum. | Open Subtitles | طردته للشارع لم أعرف أنهم اعتقلوه |
Oradan ayrılmadan bir hafta önce onu kovdum. | Open Subtitles | و طردته قبل إسبوعين من مغادرته |
Hayır, onu yapmadığı bir şey için kovdun. | Open Subtitles | صحيح ، ولكنك طردته من العمل بسبب شيء لم يفعله |
Hiçbir şey olmadı. 15 dakika sonra annem onu kovdu. | Open Subtitles | لم يحدث شيء أمي طردته بعد 15 دقيقة |
Bu elemanı bir keresinde buradan kovmuştum. | Open Subtitles | هذا الرجل، سبق أن طردته من هنا |
Onu kovarsan, ailemi daha fazla utandıracağım. | Open Subtitles | إذا طردته من هنا , سوف أجلب العار لـ عائلتي |
Artık dört buçuk gün önce evden kovduğun o boğucu adam değilim. | Open Subtitles | أنا أعرف أنني نضجت .... أنا لست ذالك الرجل المضطرب الذي طردته من المنزل قبل أربع ... |
dışarı attığın diğer adamın da donanmadan olduğunu söyledin. Olabilir dedim. | Open Subtitles | لقد قُلت أن الرجل الآخر الذي طردته كان من البحرية أيضًا؟ |
Görünüşe göre, saçmalıklarından gına gelince Elizabeth kıçına tekmeyi basmış. | Open Subtitles | يبدو أن اليزابيث ملّت من عبثته و طردته |
Çocuklara, ailelerinden elektrikle çalışan otomobil istemelerini söylediğinde kovuldu, değil mi? | Open Subtitles | بعدما طلب من الأطفال أن يسألوا آباءهم عن السيارات الهجينه هذا عندما طردته, أليس كذلكظ |
Onu kovduğum zaman, iyi olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنه لا نفع منه عندما طردته |
Elimdeki tüm kamu avukatları tükendi. Uygun olan her birini kovdunuz. | Open Subtitles | لم يعد لدي محامي عام كل محامي متاح، أنت طردته |
Güvenin bana, burdan pek çok erkeği dışarıya attım, Bunu biliyordum ama birşey söylemedim. | Open Subtitles | ولكن ثقوا بى أمام كل فتى طردته من هنا كان هناك خمسة علمت بأمرهم ولم أقل شيئا واحدا |
İlaç kullanarak kafayı bulduğu için onu kovduğumu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعلمين انني طردته لانه كان تحت تأثير المخدر، أليس كذلك؟ |