| Sana komik hikayeler mi anlatıyorlardı? | Open Subtitles | يقصون عليك حكايا طريفة ؟ أتشعر بالغيرة ؟ |
| Ne kadar komik bir tesadüf. Daha önce tanışmıştık. | Open Subtitles | يالها من مصادفة طريفة المعذرة فقد تقابلنا من قبل |
| Aslına bakarsan, komik bir hikaye bu çünkü müthiş bir oyuncak kolleksiyonu var ve en sonunda dün gece onlarla oynayabildim. | Open Subtitles | بالواقع إنها قصة طريفة لأن لديها مجموعة ألعاب وليلة أمس تمكنت أخيراً من اللعب بها. |
| Ama size eğlenceli bir hikaye anlatmalıyım. | TED | ولكن لا بد لي من أن أقول لكم قصة طريفة. |
| Çok komiksin. Favori ucuben iş başındaydı ve bu sefer hikaye benim. | Open Subtitles | طريفة جداً، لقد فعلها مسخك المفضل مجدداً، وأنا من سيكتب عن الخبر هذه المرة |
| Bunun ilginç olduğunu düşünmüştüm de. Affedersiniz. | Open Subtitles | و التي رأيتها حقيقة طريفة أنا آسف |
| Çok komik bir hikaye. Çünkü uzun zamandır bana çıkma teklif ediyordu ve ben de pek uygun değildim. | Open Subtitles | في الحقيقة، إنها قصة طريفة جداً، لأنه كان يطلب مني الخروج معه منذ وقت طويل |
| Ve ben bunların hiçbirini yapamadım. O yüzden çok komik ya. | Open Subtitles | وأنا لا أملك أياً من ذلك لذلك وجدتها طريفة |
| komik hikaye. Leela'ya milyonlarca kez çıkma teklif ettim ama o sürekli reddetti. | Open Subtitles | قصة طريفة, لقد طلبت من ليلا الخروج معي مليون مرة لكنها كانت تستمر برفضي |
| komik hikâye, onu giymemin tek nedeni yangın alarmı sırasında saçlarımı kestiriyor olmamdı. | Open Subtitles | قصة طريفة ، لأنني لبست ذلك فقط لأن جرس الانذار انطلق بينما كنت أحصل على قصة شعر |
| Siz dünyalıların sevgilerini gösterme biçimi komik. | Open Subtitles | لكم طريقة طريفة عن التعبير عن الحب يا سكان الأرض |
| Courtney, yüzünü komik yapıp eğlendirir misin beni? | Open Subtitles | كورتني إصنع لي تعبيرات طريفة بوجهك لتضحكني? |
| komik işler yapmayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتينني أنه لن يكون هناك أية أعمال طريفة |
| Çok komik, akıllı, zarif, ve evet aklına ilk gelen şeyi söylüyor. | Open Subtitles | لكنها طريفة ، ذكية و كريمة و ليست خائفة من قول ما تفكر فيه |
| Ona komik bir fıkra anlatarak ya da başka şeyler yaparak etiketi hak etmen gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تستحق الطابع ، عن طريق أخباره نكته طريفة |
| komik. Gerçekten çok komik. Sana aramızdaki farkı söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | طريفة، طريفة بحقّ، هل لي بإخباركِ الفرق بيني وإيّاكِ؟ |
| O golf sopasıyla ilgili komik bir hikâye var. | Open Subtitles | في الواقع هناك قصّة طريفة بشأن ذلك المضرب |
| Evet. O çok eğlenceli.. ..ve sen de hiç değilsin! | Open Subtitles | أجل فإنها طريفة جدا وأنت ليس لديك طرافة مطلقا |
| Arabalarla ilgili eğlenceli bir hikaye çünkü programda kullanılmak üzere anlaştıklarında, henüz satılmamış oluyor. | Open Subtitles | صحيح، هناك قصةٌ طريفة حول هذه السيارة فعندما سمحوا لنا استخدامها في المسلسل، لم تكن قد بيعت بعد |
| Çok komiksin anne. Elma alıyorum. | Open Subtitles | امي, انتي طريفة جدا انني اشتري تفاح |
| Ama ilginç bir para sayma yöntemi vardı. | Open Subtitles | لكنه لديه طريقة طريفة للإستمرار |
| Birlikte yatmadığımızı söylemek için Garip bir yol bu da. | Open Subtitles | تلك صياغة طريفة للتعبير عن أننا لم نتطارح الغرام. |
| Çok komikti, odaya gittiğimizde tuvalette hala kakalar duruyordu. | Open Subtitles | قصة طريفة. عندما وصلنا للغرفة كان هناك فضلات في المرحاض |