| Joe akıllı bir çocuk önceden de çıkış yolu için çalışıyordu. | Open Subtitles | وكان يعمل على إيجاد طريقة للخروج حسناً، ماذا تقترح أن نفعل؟ |
| Her zamanki gibi bunun için de bir çıkış yolu bulurum! | Open Subtitles | يمكننا التفكير في شيء آخر سأجد طريقة للخروج من هذا كالعادة |
| Bu korkunç zor. Bir çıkış yolu göremiyorum. | Open Subtitles | من الصعب بشكل رهيب أنا لا أرى أي طريقة للخروج منه |
| Tamam, pekâlâ, bundan kurtulmak için bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | حسناً , حسناً , سنجد طريقة للخروج من هذا |
| -Bundan kaçış yolu var mı? | Open Subtitles | المطعم الصيني الأكثر إثارة في العاصمة هل هناك طريقة للخروج من هذا؟ |
| Gerçekten güzel ama eğer hemen çıkışı bulmazsak ...onlara bakmak için sonsuza kadar vaktimiz olacak | Open Subtitles | ذلك كله لطيف جدا ، لكن إذا لم نكتشف طريقة للخروج سريعا سنكون مخلدين هنا للابد |
| Bir çıkış yolu düşün. Kaçarsak bizi bulurlar ve Ray ölür. | Open Subtitles | محاولا التفكير في طريقة للخروج إذا هربنا سيجدوننا ويقتلون راي |
| Buradan bir çıkış yolu arıyorum. Sen söylenirken bunu yapamam. | Open Subtitles | أحاول أن أجد طريقة للخروج من هنا ولا أستطيع القيام بذلك مع صراخك |
| Demek istediğim, zengin insanlar her zaman bir çıkış yolu bulur. | Open Subtitles | أعني ، أناس أغنياء دائما لديهم طريقة للخروج |
| Siz ne yaparsanız yapın. Ben buradan çıkış yolu bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | حسناً مثلما تريد أنا سأجد طريقة للخروج من هنا |
| Size söz veriyorum bir çıkış yolu bulacağız, Bay Smith. | Open Subtitles | أعدكَ يا سيد سميث سنجد طريقة للخروج من هنا |
| Bak, biz buradan bir çıkış yolu bulmak için yeterli zaman kazanmak için uyumlu davranıyorduk. | Open Subtitles | انظر ، كنّا فقط نتماشي لنكسب الوقت الكافي لاكتشاف طريقة للخروج من هنا |
| Şimdi tek yapmamız gereken buradan bir çıkış yolu bulmak değil mi? Ben bir yol buldum. | Open Subtitles | والآن لنبحث عن طريقة للخروج من هنا لقد وجدى طريقة الخروج من هنا |
| Ben bir istisna olabilirim. Sadece bir çıkış yolu arıyorum. | Open Subtitles | أنا ربما استثناء أنا أبحث عن طريقة للخروج |
| Ana kapılar dışında buradan bir çıkış yolu var mı? | Open Subtitles | أثمة طريقة للخروج من هنا بتجنّب البوابة الرئيسية؟ مخرج خلفي؟ أجل |
| Biliyor musun bu odada bizim bilmediğimiz bir çıkış yolu var. | Open Subtitles | أتعرفين ماذا ؟ هناك طريقة للخروج من هذه .. الغرفة لا نعرف عنه |
| Galiba, bu işi telâfi edecek bir yol buldum. | Open Subtitles | انما اظنني وجدت طريقة للخروج من هذا المازق |
| Belki buradan bir kaçış yolu bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | أعتقد إنني عثرتُ على طريقة للخروج من هنا |
| Doğru dosyayı yedekledim. Buradan çıkış yolunu bulur bulmaz ve bunu kanıtlayacağız. | Open Subtitles | كلا، حمّلت الملف الصحيح، وسنثبت ذلك حالما نجد طريقة للخروج من هنا |
| Adadan çıkış yolumuzu ayarladık. | Open Subtitles | حسناً ، لدينا طريقة للخروج من الجزيرة |