Biri dışardan, biri içerden. başka yol yok. | Open Subtitles | واحد من الداخل وواحد من الخارج لا طريق آخر |
Biri dışardan, biri içerden. başka yol yok. | Open Subtitles | واحد من الداخل وواحد من الخارج لا طريق آخر |
Mecburuz. Ziyaret odasına başka yol yok. | Open Subtitles | يجب علينا لا يوجد طريق آخر لحجرة الزيارات |
Birimiz dışarıdan, birimiz içeriden. Başka yolu yok. | Open Subtitles | واحد من الداخل وواحد من الخارج لا طريق آخر |
-Şehre girmenin Başka yolu var mı? | Open Subtitles | لكن يا كابتن , انه الطاعون هل من طريق آخر إلى المدينة ؟ |
Lantash ikinci halka odasına giden başka bir yol biliyor mu? | Open Subtitles | هل يعرف لانتيش إذا كان هناك طريق آخر لغرفة الحلقات الثانوية؟ |
- başka yoldan gidelim. - Zamanımız yok. | Open Subtitles | ـ يجب أن نذهب من طريق آخر ـ ليس لدينا وقت |
Mecburuz. Ziyaret odasına başka yol yok. | Open Subtitles | يجب علينا لا يوجد طريق آخر لحجرة الزيارات |
Hayır, başka yol var. Yukarıdaki yeri görüyor musun? | Open Subtitles | لا , يوجد طريق آخر أترين هذه الفنحه التى هى فى الأعلى؟ |
Merdivenlerde olacaklar. - İnerken başka yol kullanmalısın. | Open Subtitles | . سيكونون على الدرج . ستحتاج إلى طريق آخر للنزول |
Yalnız Kuzey Afrika'ya gitmek için bize şu Ölüm Duvarı'ndan başka yol bulursun herhalde değil mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أنّهُ بإمكاني أن أجد طريق آخر إلي شمال أفريقيا لا يعبر بنا خلال حائط الموت هذا؟ |
Güven bana, başka yol yok. Big D.'yi nerde bulacağım? | Open Subtitles | ـ صدقني، لا يوجد طريق آخر ـ أين أجد دي الكبير هذا؟ |
Burada olan biteni anlatacak bir başka yol yok. | TED | لا يوجد هناك أي طريق آخر لنصف به ما يحدث هنا . |
Bu akşam da düşmezse, lastiğini indirin. Başka yolu yok. | Open Subtitles | لو أنه لم يهبط الليلة ، فعليك أن تفسد إطاره ، ليس هناك طريق آخر |
Başka yolu yok. O odayı kontrol etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | ليس هناك طريق آخر نحتاج السيطرةَ على تلك الغرفة |
Bir kariyerim olabilirdi ama evlendim ve Başka yolu seçtim. | Open Subtitles | كان بالإمكان أن تصبح لي مهنة و لكنني تزوجت و سلكت طريق آخر |
Burada keselim, Başka yolu yok. | Open Subtitles | لنتركه هنا، ليس أمامنا طريق آخر |
Kadın ve çocukları çıkabileceği başka bir yol var mı? | Open Subtitles | أيوجد طريق آخر للنساء و الأطفال لكي يخرجوا من الكهوف؟ |
Eğer heykeli parçalayamıyorsak o halde belki başka bir yol vardır. | Open Subtitles | إذا نحن لا نَستطيعُ تَحْطيم التمثالِ، ثمّ لَرُبَّمَا هناك طريق آخر. |
-Evine başka yoldan git. -Kahrolası sokak yarışçıları. | Open Subtitles | لتبحث عن طريق آخر إلى المنزل اللعنة على المتسابقين |
Saygısızlık yapmış olmayayım bayan, ama çatıya çıkan bir yol daha var. Ben ölsem, Richard'ın vasiyetinde bana kalan paya ne olur? | Open Subtitles | ? لو لم تعتبرينى جريئة يا مدام, هناك طريق آخر الى السطح. لو حدث و توفيت,ماذا سيحدث لنصيبى من وصية ريتشارد ؟ |
Harlan'dan çıkmak için arabaya ya da helikoptere ihtiyacın olduğunu sanırsın ama bir yolu daha var. | Open Subtitles | ربما نحتاج سيارة أو مروحية للخروج من المقاطعة لكن هناك طريق آخر |
Arkadaşlarımız diğer yoldan gitti. Buradan çıkmışlardır! | Open Subtitles | أصدقاؤنا هربوا من طريق آخر إنهم هناك الآن |