"طعامي" - Translation from Arabic to Turkish

    • yemeğimi
        
    • yemek
        
    • yemeğim
        
    • yemeğime
        
    • yemeklerimi
        
    • yemeğimin
        
    • yemeğimden
        
    • yemeği
        
    • yemeklerim
        
    • yiyeceğimi
        
    • yiyeceğim
        
    • yemeklerimin
        
    • yeme
        
    • Benimki
        
    • yemeğin
        
    Pazartesi kalkıyorum, masada hazır öğle yemeğimi alıp evden işime gidiyorum. Open Subtitles أستيقظ في صباح الإثنين وأجد طعامي على الطاولة وأرحل وأشق طريقي
    Yani trenin daha sekiz kilometre yolu var. yemeğimi bitirebilirim. Open Subtitles إذن القطار له خمسة أميال ليصل أنا ما زلت أستطيع أن أنهي وجبة طعامي
    Yemeğimde böcek varmış gibi yapıp beleşten yemek almayı planlıyorum. Open Subtitles أخطط لأتظاهر أن هناك حشرة في طعامي وأنال الوجبة بالمجان
    Kendim almayı tercih ederim. Merkezde nasıl yemek çıktığını bilirim. Open Subtitles أفضل أن أشتري طعامي الخاص، أعرف كيف يعدّ طعامهم.
    yemeğim! Bir şey istemiyorsunuz. Oraya götürün. Open Subtitles انتم هذا طعامي ، انتم لاتريدون شيئاً ، احضره الي هنا
    Her yemekte, yemeğime tükürüp beni yemeğe zorluyor. Open Subtitles كُلَ يَوم، و في كَلِ وَجبَة يَبسِقُ في طعامي و يَجعلُني آكُلُه
    Sanırım unutmuş olmalısın. Ben öğle yemeklerimi öğretmenler odasında dedikodu dinleyerek yemiyorum. Open Subtitles يبدو أنك نسيت أنني لم أعد أتناول طعامي في قاعة المدرسين
    Ben agnostikim ve Tanrı'ya şükretmek yerine yemeğimin gerçekleşmesine yardım eden insanların bazılarına teşekkür ederim. TED فأنا لاأَدريّ، ولذا فبدلاً من شكر الله، أشكر الأسخاص الذين ساعدوا في توفر طعامي.
    Bana sığırlar konusunda yardım edersen ve bir Danimarkalı gibi konuşmayı öğretirsen yemeğimi seninle paylaşırım. Open Subtitles إن ساعدتني مع الأبقار وعلمتني التحدث بالدنماركية. فسنتقاسم طعامي سوية.
    yemeğimi neredeyse bitirdim. Open Subtitles أجل ، أجل تعال معنا لقد كدت أنتهي من طعامي
    Floransa'dan akşam yemeğimi yemeden ayrılmam daha uygun olabilir. Open Subtitles قد يكون اسهل لى الى ان اترك وجبه طعامي لفلورانس.
    Ben de... bunlara yemek demem, o yüzden de hep kendi yemeğimi yanımda taşırım. Open Subtitles انه ليس حتى بالطعام الجيد لهذا انا دائما اجلب معي طعامي
    Ben de... bunlara yemek demem, o yüzden de hep kendi yemeğimi yanımda taşırım. Open Subtitles ليس حتى ما أسميه بطعام لهذا أحضر طعامي الخاص
    Evet, senin gibi siyah cüppe giyip, elimde tokmak tutmaya senin kadar meraklı değilimdir ama bende de terlikler ve yulaf ezmesi yemek için kaşık var. Open Subtitles أجل ، قد لا أرتدي رداء أسود فاخر وأحمل مطرقة خشب لكنني أرتدي شباشبي وأحمل ملعقة طعامي
    Özür dilerim, geç kaldım. Son gönüllü yemek siparişimi teslim edecektim. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَجْعلُ وجبات طعامي الأخيرة على تسليمِ العجلاتِ
    Bu vahşi doğada benim ilk yemek Bulduğum an değil. Open Subtitles هذه ليست المرة الأول التي أحصل فيها على طعامي في العراء
    yemeğim bittiğinde bahşiş istersin değil mi? Open Subtitles متأكده انك لاتريدين رأس قضيبي عندما انهي طعامي
    yemeğime uyuşturucu katacağını duydum o zaman yemem. Open Subtitles اعتقد انك سوف تضع المخدر في طعامي وانا لن آكله
    yemeklerimi yiyip hayatta kalırsan abimle ilgili bir şeyler anlatabilirim. Open Subtitles إن نجوتي من طعامي, فهناك بضعه أشياء أود أن أبوح لكِ بها عن أخي الأكبر
    yemeğimin içinde saç parçası buldum. Joy, kes şunu. Open Subtitles لقد وجدت خصلة من الشعر في طعامي جوي توقفي
    Ellerini yemeğimden çek. Open Subtitles هل تستطيعين ابعاد يديكِ عن طعامي ؟ هل قمت بالاتصال ؟
    Çok eğlenceli bir kadındı, en sevdiğim yemeği pişirirdi; rozbif. Open Subtitles كانت مليئة بالفرح و دائما تعد لي طعامي المفضل ,اللحم المشوي
    Benim yemeklerim ancak senin yüzündeki ifade kadar iyi. Open Subtitles طعامي جيد بقدر التعبير الموجودّ على وجهك.
    Ateşe ihtiyacım yok ve kendi yiyeceğimi topladım zaten. Open Subtitles ، أنا لا أحتاج إلى النار كما أني جمعت طعامي بنفسي
    yiyeceğim bitene kadar tam üç hafta tek başıma orada kaldım. Open Subtitles عشت هناك لمدة ثلاثة أسابيع لوحدي، حتى أني قمت بتأمين طعامي من الغابة.
    İşte kendi restoranımı açtığım zaman da insanlar yemeklerimin tadına bakabilmek için kapımda sıraya girecek. Open Subtitles وعندما أفتح مطعمي الخاص، أؤكد لك أن الناس سيتراصون من أبعد الأمكنة، فقط لكي يتذوقوا بعض طعامي
    Bakın, kendime ait bir yerde yeme hakkım var, tamam mı? Open Subtitles اسمعي، إن اخترتُ أن أتناول طعامي في مساحة تخصني، فهذا من حقي، أليس كذلك؟
    - yemeği saklayacak en iyi yer midedir. - Benimki geçici olarak oradaydı. Open Subtitles أفضل مكان لتخزين طعامك هو في معدتك - طعامي كان هناك بشكل مؤقت -
    Sipariş ettiğim yemeğin gelmesini bekliyorum. Teşekkür ederim. Open Subtitles أجل، أنا في انتظار تحضير طعامي فحسب شكراً لك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more