"طعام الغداء" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğle yemeği
        
    • Yemek
        
    • öğle yemeğini
        
    • Öğle yemeğinde
        
    • Öğlen yemeği
        
    • öğle yemeğine
        
    Başka bir gün O çocuk öğle yemeği olabilirdi. Merhamet gösteriyorsun. Open Subtitles انظر , فى اي يوم اخر لكان هذا الفتى طعام الغداء
    - Hukuk Fakültesi'ne beraber gitmişler. - Evet, bugün öğle yemeği yedik. Open Subtitles لقد ذهبا إلى مدرسة القانون سوياً نعم ، تناولنا طعام الغداء اليوم
    Yarın öğle yemeği yiyelim. Konuşuruz. Open Subtitles لنتناول طعام الغداء غداً معاً، وسنتحدّث.
    Çünkü bence Amerikalı öğrenciler Yemek yerken aynı zamanda nefes de alabilmeli. Open Subtitles الطلاب الأمريكيّين لديهم الحق بأن يتناولوا طعام الغداء و يتنفسوا بنفس الوقت
    - öğle yemeğini unuttuk. Open Subtitles مهلا، نحن قد نسيت تماما عن تناول طعام الغداء. أوه.
    Ross'a Tom'la Öğle yemeğinde konuştuktan sonra... bir şişe şarap almasını söyledim. Open Subtitles قلت له لشراء النبيذ، وبعد تناول طعام الغداء مع كونلي.
    öğle yemeği için buradan tam zamanında çıkacağız. Open Subtitles سنكون من هنا في الوقت المناسب لتناول طعام الغداء.
    Okulda ilk bir iki hafta öğle yemeği yemezdi. Open Subtitles لم يكن يتناول طعام الغداء فى الأسبوع الأولأوالثانىمنالمدرسة.
    Herneyse, bak, ben düşünüyordum da bilirsin, seni bu şeylerden bir öğle yemeği için ayırabilir miyim? Open Subtitles على كل حال , أتسائل إذا أمكن أن آخذك بعيد عن كل هذا وقت كافيا لتناول طعام الغداء
    Bu Cuma, belediye başkan yardımcısıyla öğle yemeği yiyorum. Open Subtitles سأتناول طعام الغداء مع نائب العمدة يوم الجمعة.
    öğle yemeği yiyordum, zaman nasıl geçti hiç anlamadım. Open Subtitles لقد كنتُ أتناول طعام الغداء ونسيت تماماً الوقتَ.
    öğle yemeği yemem. Öğle yemekleri pek ilgimi çekmez. Open Subtitles لا آكل طعام الغداء ‫الغداء ليس وجبة تثير اهتمامي
    öğle yemeği sıralarının başlamasını istiyorsanız öğlene kadar bütün yemekleri laboratuvara getirebilmeliyim. Open Subtitles إن كنت ترغب. فإن طلبات طعام الغداء قد بدأت ينبغي أن آخذ جميع طلبات وجبات الطعام المختبر قبل الظهيرة
    öğle yemeği için sana turta getirdim. Open Subtitles جلبت لك فطيرة لتناول طعام الغداء الخاص بك. كان تركنا عندماننتهى.
    öğle yemeği için eve döndüğümde açıktı. Open Subtitles كان مفتوحاً عندما عدت إلى المنزل لتناول طعام الغداء
    Bir de adama öğle yemeği ayarlayın. Open Subtitles وإحضار بعض طعام الغداء لصديقنا ، حسناً ؟
    Bende Yemek odasına onlar için küçük ketçap paketleri koyarım. Open Subtitles واريد ان تقرر لهم بعض من الكاتشب لغرفة طعام الغداء
    Şuna bak... aileler ve çocukları, ...okulu geziyorlar ve birlikte Yemek yiyorlar. Open Subtitles أنظر إلى ذلك، الآباء وأطفالهم.. في الجولة الجامعية، يتناولون طعام الغداء سويًا
    Yedi saat çalıştım, Yemek de yemedim. Open Subtitles لقد عملت سبع ساعات ، يجب ان يكون هناك طعام الغداء.
    Bitince beni ara. öğle yemeğini birlikte yeriz. Open Subtitles حسناً، اتصلي بي عندما تنتهين لتناول طعام الغداء لاحقاً
    Öğle yemeğinde, 20 dakikaya kadar bazı müşterilerle buluşacaktık. Open Subtitles سنجتمع ببعض العملاء لتناول طعام الغداء في الطابق السفلي في غضون 20 دقيقة
    Öğlen yemeği için biraz erken olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles كُنت اعتقد أنه من المُبكر . إن اتناول طعام الغداء
    Bugün hastaneye uğrayıp seni öğle yemeğine çıkarırım diye düşünmüştüm. Open Subtitles أفكّر في أن أعرج عليكِ هذه الظهيرة لنتناول طعام الغداء معاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more