bu dünyanın içine dalmanız, yararlanmanız ve bunun tadını tam anlamıyla almanız anlamına geliyor. | TED | أيا كان العمل الذي نحاول القيام به الآن لصالح العالم، إستغرق في ذلك, إحصل على طعمه الكامل. |
Sizin bahçelerinizden geldiğinde çok daha lezzetli olacağını düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تظنين أن طعمه سيكون ألذ لو أنه من بساتينكِ؟ |
Bir şeyin Tadının acı olduğunu sıklıkla söylesek de bu aslında tatlı, tuzlu veya ekşi gibi bir tat değildir. | TED | رغم أننا كثيراً ما نقول عن شيءٍ ما أن طعمه حار، إلا أنه فعلياً ليس بطعم، كالطعم الحلو أو المالح أو الحامض. |
Başım zonkluyor, ağzımda kusmuk tadı var ve hiçbir şey hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لدي صداع, وفمي طعمه كالـتقيؤ ولا أتذكر شيء, |
Maurice, bu kokteyl iğrenç olmuş. Yeniden yap. | Open Subtitles | موريس,هذا العصير طعمه مقرف قم باعداد واحد أفضل |
- Tadı bok gibi. - Glantarnich koydum. | Open Subtitles | هذه طعمه مثل الفضلات أنها من نوع جلانترانيش |
İnsanlar bir kere tadını aldı mı neler yapabilirler şaşırırsın. | Open Subtitles | الناس يفعلون أشياء غريبة بمجرد تذوق طعمه |
Hala karanfilin aşırı tonlarının tadını alıyorum! | Open Subtitles | استطيع تذوق طعمه الوردي أبي لقد احضرت لكً أفضل شيء |
Rüyamda bir bahçedeydim, şerbet içiyordum. tadını hala alabiliyorum. | Open Subtitles | كنت أحلم أنني في حديقه أتناول شراب حلو و طعمه مازال في فمي |
40 dakikalık bekleme yemeği daha lezzetli yapar, değil mi? | Open Subtitles | إنتظار أربعين دقيقة سيجعل الطعام طعمه أفضل ، صحيح ؟ |
Evcil yılan balıklarının daha lezzetli olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يقال أن الأنقليس المربى بالمنزل طعمه أحلى |
Bu şeyi, sarhoş bir gencin boşaltacağı bir tat hâline getirmek için tam 72 saatiniz var. | Open Subtitles | ولديكم 72 ساعة لجعل هذا الشيء يبدو طعمه كــ شيء يشربه المراهقون سيكون خارقاً |
Şu an hiçbir şeyden tat alamayabilirsin ama geçecek. | Open Subtitles | كل شئ سيبدو طعمه أسوأ في الوقت الحالي لكن الأمور ستمر |
Demir tadı var. Bakalit. İnsan eliyle yapılmış, evet. | Open Subtitles | طعمه كالحديد، أو الباكليت، مصنوع بأيدي بشرية، نعم |
Hipopotam gibi tadı var. Hayvan krakeri? | Open Subtitles | طعمه يشبه فرس النهر، أتريد بسكويت حيوانات؟ |
Sakın Tadının tuhaf olduğunu söyleme. | Open Subtitles | لا تقولي أن طعمه سيئ تعلمين أني لا أحب سماع ذلك |
Herkesin yemeğini tattım ve hepsi berbat olmuş. | Open Subtitles | ،تمكنت من تذوق طعام الجميع وكله طعمه سئ |
- Tadı Gatorade'ye benziyor. - Şu Brawndo'dan mı geldi? | Open Subtitles | طعمه مثل غاتوريد- اليست منتجات براوندو ؟ |
tatları aynı fıstık gibi ama artık balık parçalarından yapıldılar. | Open Subtitles | طعمه مثل الفستق لكنه مصنوع من السمك المعاد تكوينه |
Mmm. İlaç. | Open Subtitles | طعمه يشبه الدواء |
Buna rağmen güney İspanya'daki restoranda bu balığın derisinin tadına baktığımda, hiç de balık derisi gibi gelmedi. | TED | ولكن عندما جربته في ذلك المطعم في جنوب إسبانيا .. لم يكن طعمه كجلد السمك على الإطلاق |
Balık ve Cips istiyorum, Bunların tatları Tamamıyla boka benziyor. | Open Subtitles | أريد سمكًا ورقائق البطاطا. إن هذا طعمه كالقذارة. |
-Neden iyi olan tüm şeylerin tadı berbat olmak zorunda? | Open Subtitles | لماذا دائماً كل ما هو مفيد يكون طعمه سيئاً |
Madem etten bu kadar nefret ediyorsunuz neden Bunun tadı ete benziyor? | Open Subtitles | ليست سيئه ولكن إذا أنكم تكرهون اللحم للغايه إذن فلماذا طعمه مثل اللحم؟ |