| İster inanın ister inanmayın evde bir karım ve bebeğim var. | Open Subtitles | صدقو أو لا تصدقو لدي زوجة و طفل رضيع في المنزل. |
| İster inanın ister inanmayın evde bir karım ve bebeğim var. | Open Subtitles | صدقو أو لا تصدقو لدي زوجة و طفل رضيع في المنزل. |
| Neşelen bebeğim, ödül paketin geldi. | Open Subtitles | يَبتهجُ، طفل رضيع , رزمة جائزتكِ وَصلتْ. |
| Fakat, hayatımın geri kalanında her gün bir bebek kurtarabilirdim. | Open Subtitles | ولكن يمكن أن أنقذ طفل رضيع كل يوم في حياتي |
| Çıkış yeri bebek odası, tarihi de bebeğin 6. ayını doldurduğu gün. | Open Subtitles | ،مصدر الحريق سيكون غرفة طفل رضيع في ليلة إتمام الطفل 6 أشهر |
| Ama o kadar çalışmana gerek yok tatlım. | Open Subtitles | لَكنَّك حقاً لَسْتَ بِحاجةٍ إلى لعَمَل بجدّ كبير، طفل رضيع. |
| Neşelen bebeğim, ödül paketin geldi. | Open Subtitles | يَبتهجُ، طفل رضيع , رزمة جائزتكِ وَصلتْ. |
| Kahvaltıda duyarlı davranacağım bebeğim. | Open Subtitles | أنا سَأكُونُ حسّاسَ في الفطورِ، طفل رضيع. |
| Kulakları korkutmakta üstüne yok bebeğim. | Open Subtitles | أوه، أنت أفضل تَكُونُ خَوْف الأذنِ، طفل رضيع. |
| Beni böyle sevmeni çok seviyorum, bebeğim. | Open Subtitles | أَحبُّ بأنّك تَحبُّني في ذلك الطريقِ، طفل رضيع. |
| ve güven bana ,ilk yüzden sonra falan, o kadar acıtmıyorlar bebeğim. | Open Subtitles | ويَأتمنُني، بعد الأول المائة أَو لذا، هم لا يَلْسعونَ لا أكثر، طفل رضيع. |
| - Beklettiğim için üzgünüm, bebeğim. | Open Subtitles | يا، أَنا آسفُ لإبْقاء أنت تَنتظرُ، طفل رضيع. هويت أمبروز. |
| Hey, hey, dur bebeğim, dur bakalım. | Open Subtitles | الإنتظار، إنتظار، يَمْسكُ به، يَمْسكُ به، طفل رضيع. إمسكْ به، الآن. |
| Seni ne kadar çok sevdiğimi bildiğini söyle, bebeğim. | Open Subtitles | فقط يُخبرُني تَعْرفُ كَمْ أَحبُّك، طفل رضيع. |
| Yoksa bebeğim hiçbir şey yemez. | Open Subtitles | حكيم ما عدا ذلك، طفل رضيع لَنْ يَأْكلَ مطلقاً. |
| - Bu vakaların arasında bebek ile alakalı olan varmı? | Open Subtitles | هل يوجد واحدة منها هذه القضايا تتضمن طفل رضيع ؟ |
| Ve bu sonuca varıyorsunuzi çok düz, bebek poposu gibi. | TED | ثم تحصل على هذه النتيجة جيد جداً, مثل مؤخرة طفل رضيع |
| Çünkü polis o parayla, namuslu vatandaştan, bebek arabası satın alıyor. | Open Subtitles | الشرطى يأخذه ويشترى عربة طفل رضيع من المواطن المحترم |
| Bir yandan bebek bakarken, öte yandan Pepper'ın çetesinin peşine düşemem! | Open Subtitles | لن استطيع قتال عصابة بيبر ومعي طفل رضيع اعتني به |
| Bilmiyorum, tatlım, orada değildim. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ، طفل رضيع. أنا ما كُنْتُ هناك. |
| Bunu istediğin yerine kondurabilirsin, yavrum. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَضعَ الذي تَحتاجُه، طفل رضيع. |
| Ama söyledikleri gibi ağlayan bir bebeği efendine bir sebep olarak gösteremezsin. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك العدل ما بين طفل رضيع وبين مولاكم، كما يقولون |
| - Bunu yapma. - Hiçbir şey yapmadım. Sen bir bebeğe benziyorsun. | Open Subtitles | ـ لا تفعلي ذلك ـ أنا لم أفعل شيئا، فيا لك من طفل رضيع |
| Geleceğini düşünmüyor. Bu bebekle ne yapabilir ki? | Open Subtitles | هذا ليس جيد فكر في مستقبلها هي ستكمل حياتها مع طفل رضيع |
| Bir Bebeğimiz olacak. Tüm finansal planlarımız mahvoldu. | Open Subtitles | إذا حصلنا على طفل رضيع كل خططنا المالية ستنهار |