| Siparişinizi, sokağın karşısındaki şu sarhoşlar buraya gelmeden evvel verseniz iyi olur. | Open Subtitles | الافضل ان تطلب مبكرا طلبك قبل ان يأتي السكارى من الجانب الاخر |
| Merhaba, kusura bakmayın beklettim. Siparişinizi alabilir miyim? | Open Subtitles | مرحباً ، أشكرك لإنتظارك هل بالإمكان أن اخذ طلبك ؟ |
| İnsani sebeplerden dolayı serbest bırakılma isteğin kabul edilmiş. | Open Subtitles | ولقد قرروا منحك طلبك بإطلاق سراح لإنسانية |
| Öyleyse, neden Robert uzaktayken Hammond'un seni görmeye gelmesini istediğini açıklamalısın. | Open Subtitles | اذن, يجب ان تفسرى سبب طلبك له بالحضور لرؤيتك فى غياب روبرت |
| Bu paraları istiyorsan, sipariş vermeni istedi. | Open Subtitles | قال لي ان اخبرك انه اذا اعجبتك النقود المزورة فإنه يريد طلبك. |
| Demek ehliyetin hala geçerli ve Sağlık Bölümü isteğini kabul etti. | Open Subtitles | إذًا رخصتك الإسعافيّة لا تزال صالحة، والصحّة قد وافقت على طلبك. |
| Yer değişikliği talebinizi... dikkatle inceledim. | Open Subtitles | لقد قمت بمراجعة طلبك بدقة بخصوص نقل المحاكمة |
| Ancak isteğiniz doğrultusunda yüzey çatışmasında sağ kalan tek kişiyi buraya getirdik. | Open Subtitles | ولكن بناء على طلبك جلبنا معنا الناجيه الوحيده من الاشتباك على السطح |
| Amerikan Burger'a hoş geldiniz. Siparişinizi alabi... | Open Subtitles | أهلا بكم إلى برقر جميع الأمريكان , هل أستطيع آخذ طلبك ؟ |
| Ama bekleyin, hemen şimdi ararsanız Siparişinizi ikiye katlayabilirsiniz. | Open Subtitles | لكن أنتظر، أتصل الأن و يمكنكَ مضاعفة طلبك |
| Siparişinizi alabilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | هل لي ان احضر لك طلبك , معذرة ؟ |
| Şimdi kahvaltı Siparişinizi alabilir miyim! Böylece kalkıştan hemen sonra kahvaltınızı alabilecesiniz. | Open Subtitles | نريد أن نأخذ طلبك للإفطار عقب الإقلاع |
| İsteğin kabul edildi. | Open Subtitles | او يكون بطيئاً, وقاسياً امام العامه؟ طلبك ممنوح |
| Sevgi dileklerimi belirtmek için seni buraya çağırdım. | Open Subtitles | أرسلت فى طلبك لأخبرك بأننى بحاجة لحبك ثانية |
| seni özellikle istedi. Sensiz gelmememizi istedi. | Open Subtitles | لقد طلبك بالإسم لقد منعنا من التحرك بدونك |
| Bu saçma isteğini, kabul edebilirim. | Open Subtitles | بقدر ما يمكن أن يكون طلبك عبثياُ سوف ألبيه لك |
| İkilemde kalmanızı saygıyla karşılıyorum, Sayın Başkan. talebinizi memnuniyetle ileteceğim. | Open Subtitles | أنا مقدّر لمشكلتكم, سيدى الرئيس وسأنقل طلبك هذا بسرور |
| Özür dilerim Bay Sholto fakat buraya isteğiniz üzere bana söylemek isteyeceğiniz bir şeyi, öğrenmek için geldim? | Open Subtitles | معذره يا سيد شولتو و لكننا هنا بناء على طلبك للاطلاع على شيىء ما |
| Tamam, o zaman, bu durumda sanırım senin başvurunu onaylayabiliriz. Merak ettiğim bir şey var, Michael. | Open Subtitles | حسناً أعتقد أننا في هذه الحالة , نستطيع قبول طلبك |
| Muhtemelen, sabah arayıp kayak gözlüklerini istediğin için daha kızgındır. | Open Subtitles | هو من المحتمل أنه مجنون أكثر منذ طلبك منه لاستعارة النظارات الواقية |
| Teknik olarak bana ne sorduğunu hatırlamıyorsan hala yanına taşınmamı istiyor musun? | Open Subtitles | إذن، إذا أنتَ تقنيـًا لا تتذكر طلبك ليّ، هل مازلت تريد أنْ أنتقل للعيش معك ؟ |
| Siparişleriniz neredeyse tamamdır, Bay McLeod. | Open Subtitles | لقد انتهيت من تجهيز طلبك يا سيد ماكلاود شكراً لك |
| Varış; 60 saniye. sizi sorup duruyorlar. | Open Subtitles | وقت الوصول المقدر 60 ثانية إنهم يستمرون فى طلبك. |
| Önemsemiyor gibi görünmek istemem ve yapmış olduğun istek ve şikayetleri dikkate alacağıma söz veriyorum ama söyledikleri doğruysa... | Open Subtitles | لا أريد أن أبدو كأنني أرفض لكن أعدك أنني سأنظر في طلبك وكل شكاويك |
| Müttefikler, eşinin hastalığı nedeniyle talebini onaylamaya karar verdi. | Open Subtitles | بسبب حالتها ومرضها طلبك تمت الموافقه عليه |
| Kusura bakmayın, siparişiniz tanıdık geldi de. | Open Subtitles | المعذرة ، فقط اعتقدت انني تعرفتُ على طلبك ايضاً |