Gelmeden önce envantere işlemem gereken büyük bir teslimat vardı. | Open Subtitles | قبل أن أغادر لدينا طلبية كبيرة وعلي أن أقوم بجرد |
Evet, ordunun kantinine teslimat yapan yemek şirketinin soğutma arabası buradaydı. | Open Subtitles | اجل,سيارة تبريد الاطعمة كانت توصل طلبية للجيش,دائما تقف هنا |
ne olursa olsun bu gece teslimat yapmamız lazım ve hesap doğru çıksa iyi olur evlat. | Open Subtitles | لدينا طلبية الليلة تعال أيها الجحيم أو المياه العالية ونحن يجب أن نكون مستعدين أيها الفتية |
Adamım sen en kötü.... ...siparişi götüren,en kötü sipariş aracısısın. | Open Subtitles | عليك أن تكون أسوا أعني أسوأ شاحنة توصيل على الأطلاق قامت بتوصيل طلبية |
Hiç kimseyi! Charles Wellington için bir paket var. | Open Subtitles | لا أحد , عندي طلبية بوصلها بس للسيد شارلز ويلنجتون |
Chris de Darick e söylüyor ve o da kokain siparişini alıp, bir kimyager gibi malı hazırlıyordu. | Open Subtitles | ثم يعلم كريس ديريك بذلك لذا يستطيع ملأ طلبية الكوكايين نوع شبيه بالصيدلي وينزله الى مكانه بعد التسليم |
Bakın, Bay Schuester Glee Kulübü'ne özel bir teslimat var. | Open Subtitles | أنظر سيد شوستر نادي جلي حصل على طلبية خاصة |
Pekâlâ, yeni bir teslimat alın. Bu gece teslimde görüşürüz. | Open Subtitles | حسناً، اذهب واجلب طلبية أخرى، سأراك الليلة عند الاستلام. |
teslimat söze verdiğim bir alıcı var ve ben de zamanında yeterli teslimi yapamayacağım. | Open Subtitles | وعدت بتسليم طلبية لكن الوقت لا يسعني |
Bir teslimat istediniz mi? | Open Subtitles | هل إتّصلتي لأجل توصيل طلبية أو ما شابه؟ |
Hayır, sadece teslimat belgesi. | Open Subtitles | لا , مٌجرد طلبية توصيل إذن ,إيفان |
Özel teslimat. Oda 4602. | Open Subtitles | طلبية خاصة ، غرفة 4602 |
Az önce beni emniyet müdürü aradı 100 İzci siparişi daha verdi. | Open Subtitles | رئيس الشرطة الروبوتية اتصل بي لأضع طلبية بـ 100 كشاف آخر |
Acil bir sos siparişi aldım ve genelde kullandığım mutfak dolu olduğu için her şeyi kendim yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | حصلت على طلبية مستعجلة لصلصتي، والمطبخ الذي استخدمه في العادة كان محجوزًا، لذا علي عمل كل شيء بنفسي. |
Hani sana anlattığım o yeni 680 model sipariş sistemiyle... bir siparişi kaydediyorum ve müşterinin adı... ekrana gelir gelmez, kredi durumunu, geçmişte neler sipariş ettiğini... ve ne kadar iskonto yapıldığını anında görebiliyorsun. | Open Subtitles | مع طلبية موديل المنظومه الجديده .... ال680 التى قلت لك عليها يمكننى أن أعمل طلبيه .... |
Buraya bir paket almak için geldim, Hâkim Clark'tan. | Open Subtitles | انا هنا لآخذ طلبية من القاضية كلارك |
Profesör Shane Botwin için paket var. | Open Subtitles | طلبية للبرفسور شاين بوتين |
Bu sırada katil postaneye başka bir siparişini bırakıyor olabilir. | Open Subtitles | في هذه الأثنـاء، القاتـل يمكـن ان يكون في مكتب البريـد، يوقع طلبية البريد التاليـة. |
Sonraki teslimatı beklememiz lazımmış. | Open Subtitles | الرجل قال لنا بأننا سنضطر لإنتظار طلبية الطعام التالية |
Saat beşte ulaşması gereken çok önemli bir siparişim var. | Open Subtitles | يجب أن تصل طلبية لعميل بحلول الخامسة |
Bir matbaadan da davalının mesela kâğıt dağıtımından aldığı parayı teslim etmeyerek zimmetine para geçirdiğini söyleyen bir telefon aldım. | Open Subtitles | ووردني أيضاً إتصال من صاحب مطبعة يقولأنالمتهماختلسأموالاً.. كأن يختلس مثلاً أموالاً من طلبية ورق |
Zoe Naville adına bir kargonuz var. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}(لدي طلبية لـ(زوي نيفيل |
- Ben Covington'a acil teslimatım var. | Open Subtitles | .(لديَّ طلبية مستعجلة من أجل (بين كوفينتون- ! اجل- |
Elimde bir sipariş var ve yapmak istediğim şey kırmızı, yeşil ve maviyi bu kutuya koymak. | TED | لدي طلبية هنا وما أريده هو أن أضع الأحمر والأخضر والأزرق في هذا الصندوق هنا. |
Zaten bütün olay bunun sıradan bir sipariş gibi görünmesi gerektiği. | Open Subtitles | القصد من كل هذا أن يبدوا الأمر مثل أي طلبية عادية |