Tırnaklarımı bu renge boyarsan, George bir çeşit sürtüğe çıkma teklif ettiğini düşünür. | Open Subtitles | إذا طليتي أظافري بهذا اللون جورج سوف يظن انه طلب الخروج مع عاهره |
Neden bana çıkma teklif etmemesini söyledim sanki? | Open Subtitles | لماذا طلبت منه التوقف عن طلب الخروج معي ؟ إنني غبية |
Ona çıkma teklif edebilirdin ve edemedin. | Open Subtitles | وكان بإمكانك طلب الخروج معها ولكنك لم تفعل |
Ve ona çıkma teklif etmeye kararlıysan, hemen yapsan iyi olur | Open Subtitles | وإذا كنت مصمماً على طلب الخروج معها، أفعلها الآن |
Yarın Joshua geliyor, ve bende ona çıkma teklifi edecek cesaret yok ona bir mont satacağım ve bunu cebine koyacağım. | Open Subtitles | جوشوا سيأتي، و ما دمت لا أملك الجرأة على طلب الخروج معه لذا سأبيعه معطف وأضع هذه الورقة في جيب المعطف |
Yarın Joshua geliyor, ve bende ona çıkma teklifi edecek cesaret yok ona bir mont satacağım ve bunu cebine koyacağım. | Open Subtitles | جوشوا سيأتي ، و ما دمت لا أملك الجرأة على طلب الخروج معه لذا سأبيعه معطف وأضع هذه الورقة في جيب المعطف |
Bana çıkma teklif edeceksen orada dur bayım. | Open Subtitles | لو كنت تودّ طلب الخروج معي، فحسبُك هناك يا سيّد. |
Yoksa, sana çıkma teklif edebilmek için manasız bir bahane bulmam gerekecekti. | Open Subtitles | وإلّا كان علي خوض موقف محرج قبل طلب الخروج معك في موعد الليلة |
Ama unutmuşsun, gelip çıkma teklif ettim. | Open Subtitles | ولكنكِ نسيتِ بأنني طلب الخروج بموعد معكِ بالفعل في الواقع. |
Bir çocuk çıkma teklif etti ama sonra ekti beni. | Open Subtitles | لا أعلم، ذلك الشاب طلب الخروج معي ثم لم يوافني بالموعد. |
Bak eğer Molly ile daha çok zaman geçirmek için bir bahane arıyorsan ona çıkma teklif etmen yeterli olur. | Open Subtitles | اسمع، إذا. إذا كنت تبحث عن عذر لقضاء المزيد من الوقت مع مولي. كل ما عليك القيام به هو طلب الخروج معها. |
Fizikte, erkeklere çıkma teklif etmekten daha iyiyim. | Open Subtitles | أنا جيّدة فعلاً في الفيزياء، لستُ جيدة بنفس القدر في طلب الخروج مع الفتيان. |
Annemden hoşlandığını biliyorum. Ve mantıklı olan, ona çıkma teklif etmesi. | Open Subtitles | أعلم أنّه مُعجب بأمّي، والأمر المنطقي هُو طلب الخروج معها في موعد غرامي. |
Sana çıkma teklif etmekten vazgeçmemi mi istiyorsun Lola? | Open Subtitles | مرحبا ... انا ساخذ تريديننى ان اتوقف عن طلب الخروج معك ؟ |
Evet, ama sana çıkma teklif eden bendim bu yüzden götürme işini yapma zorunluluğu bana ait. | Open Subtitles | ... كلا, ولكني أنا من طلب الخروج أولا لذا مازلت ملزما بأخذك |
Yeni haber! Ay aman! Scott Martin yine çıkma teklif etti. | Open Subtitles | تعجبوا سكوت مارتن طلب الخروج معي مجدداً |
Sence çıkma teklif etmiş midir? Baban ve böyle tatlı bir kız mı? | Open Subtitles | -أتعتقدين أنّه طلب الخروج معها بموعد غرامي؟ |
Bir kızı öpmek istiyorsan ya da ona çıkma teklif edeceksen falan. | Open Subtitles | إن أردت تقبيل فتاه أو طلب الخروج معها |