"طلب مني أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • etmemi istedi
        
    • olmamı istedi
        
    • istemişti
        
    • teklif etti
        
    • almamı istedi
        
    • istendi
        
    • emretti
        
    • istedi benden
        
    • vermemi istedi
        
    • istenmişti
        
    Şu alıntı beyaz bir adamdan Robert Moritz'den PricewaterhouseCoopers yönetim kurulu başkanı, konuşmaya dahil etmemi istedi. TED ذلك الاقتباس قيل من قبل الرجل الأبيض، روبرت موريتز، مدير شركة برايس ووترهاوس كوبرز، طلب مني أن أدرجه في حديثي.
    Onu ziyaret etmemi istedi. Open Subtitles و طلب مني أن أأتي لزيارته الأجازة القادمة
    Müdürüm tüm okulun önüne çıkıp travma için poster kızı olmamı istedi. Open Subtitles المدير طلب مني أن أقف أمام المعهد بأجمعه و أكون مثال للفتيات
    Benden gelip oynamamı istemişti. Onu geri çevirmiştim. - Hutch. hadi ama. Open Subtitles و طلب مني أن آتي و ألعبها قال أنها أخافته بشكل كبير
    Geçen sene biri bana evlenme teklif etti, taşındım. Open Subtitles في السنة الماضية , رجل طلب مني أن أتزوجة , ثم رحلت
    Hoşuna gitsin ya da gitmesin, bugün benim onu okuldan almamı istedi. Open Subtitles شئت أم أبيت، لقد طلب مني أن آخذه من المدرسة اليوم
    LG: Benden Liberya Uzlaşma Girişimine liderlik etmem istendi. TED ل.غ: لقد طلب مني أن أقود مبادرة المصالحة الليبيرية
    Vaftiz edilmemiş bir bebek getirmemi emretti. Open Subtitles أنه طلب مني أن أحضر له طفلاً غير معمداً،
    Kendi programımı yapmam yerine size akıl hocalığı yapmamı istedi benden. Open Subtitles بالإضافة لحصولي على عرضٍ خاص بي طلب مني أن أستشيركم بالأمر
    Konuştuğum biri olduğunu söyledikten sonra da sana bunu vermemi istedi. Open Subtitles ولكن بعدما أخبرته أنني أواعد أحدًا، طلب مني أن أعطيك هذه.
    Size yardımlarınız için teşekkür etmemi istedi. Open Subtitles و لقد طلب مني أن أشكرك على مساعدتك في كل هذا،
    Neyse, sponsorun seni kontrol etmemi istedi çünkü ikimiz de sağlığın konusunda endişeleniyoruz. Open Subtitles أي شخص نريده على الأنترنت؟ على كل حال، مُموَلِك طلب مني أن أطمئن عليك لأنه، حسنا، نحن قلقون على صحتك.
    Bakanımız Bay Walter White, size bunu bizzat teslim etmemi istedi. Open Subtitles وزير الخارجية الأميركي، السيد والتر وايت، وقد طلب مني أن تسليم هذه لك شخصيا
    Alex Kane, ikinizin de iyi olduğundan emin olmamı istedi. Open Subtitles أليكس كين ، طلب مني أن أتأكد من أنكم آمنين
    Enteresan bir fikirdi. Benden gidip traş olmamı istedi. TED يبدو الأمر مثيرا للإهتمام. طلب مني أن أذهب وأحلق.
    Birkaç yıl önce bahsi geçtiği üzere dostum Richard Dawkins, Hiç Yoktan Bir Evren adlı buluşmada bir konuşma yapmamı istemişti, ben de öyle yaptım. Open Subtitles أريد أن أوضح منذ بعض السنوات صديقي ريتشارد دوكينز طلب مني أن أعطي خطاب في مقابلة و أن أسميه كون من عدم و هكذا فعلت
    Kızla konuşurken anladım ki, kendisine kız dememi istemişti, muhabbeti oldukça iyiydi. Open Subtitles .. وتبين أنها .. هكذا طلب مني أن أدعوه أنها من السهل التحدّث معها
    Yargıç Ludwig'in yerini almamı teklif etti. Open Subtitles طلب مني أن أشغل المقعد الذي شغره القاضي لودويغ
    Bana randevuda çıkma teklif etti. Open Subtitles ‫طلب مني أن أواعده ‫وحالة الفوضى المنتشرة في العالم
    Hoşuna gitsin ya da gitmesin, bugün benim onu okuldan almamı istedi. Open Subtitles انتي ، سواء ً احببتي ذلك ام لا طلب مني أن أُقله من المدرسة اليوم
    Benden dolabından bir şey almamı istedi. Open Subtitles صديقي و طلب مني أن أخذ شيئا ما من خزانته
    Benden yarışmayı satmam istendi. Ama yapmam. Open Subtitles لقد طلب مني أن أخسر متعمدة ولكني لن أفعل
    Patronum, sizi bir otele yerleştirmemi emretti. Open Subtitles الزعيم طلب مني أن أرافقك للفندق
    Dairemden vazgeçmemi istedi benden. Open Subtitles طلب مني أن أتخلى عن شقتي
    İşe geç kalıyordu, fakat sana bunu vermemi istedi. Open Subtitles لقد تأخر بالعمل ولكنه طلب مني أن أعطيك هذا
    1997 yılına geri dönecek olursak, bu küçük çocuğa bakmam istenmişti. Tamamen normal görünüyor. Bu çocuk genetik kas tonusu bozukluğuna sahip. TED ففي عام 1997، طلب مني أن أرى هذا الطفل سليم بالكامل، لكن لديه هذا النوع الجيني من الدستونيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more