Şimdi, aslında bu helikopter bize özel izinle verildi, ama aslında bu 2 tonluk helikopter ve ben havanın kaldırmasıyla havada duruyoruz. | Open Subtitles | هذا شيء نحن مُسلِّمين به، لكن أساساً هناك طنّان معلّقان في الهواء بحساب وزن الحواّمة ووزني. |
Akşam olmadan, 2 tonluk kütüğü ormanın 3 kilometre dışına taşımak zorundalar. | Open Subtitles | قبل هبوط الليل , عليهما جرّ حطبة وزنها طنّان ثلاث كيلومترات خارج الغابة |
O kapıda yaklaşık iki ton basınç varmıştır. | Open Subtitles | هناك شيء مثل هناك حوالي طنّان من الضغط على ذلك الباب |
O kapıda yaklaşık iki ton basınç varmıştır. | Open Subtitles | هناك شيء مثل هناك حوالي طنّان من الضغط على ذلك الباب |
İki ton kitabın altında kalmış meğerse. | Open Subtitles | إنه محشور أسفل طنّان من الكتب |
Parlak, mavi gökyüzüne karşı bir sinekkuşu duruyordu. | Open Subtitles | كان هناك طائر طنّان وخلفه سماء زرقاء ساطعة |
Bir kere düşündüm. And dağlarında bir gezideydim ve bir sinekkuşu üzerimden uçtu geçti. Sonra bir anda durdu ve bana baktı. | Open Subtitles | (كنتُ في عربة تجرّها الثيران في (الإنديز وإذا بطائر طنّان يرفرف محملقًا بي |