| Bütün sabah avukatlar ve muhasebecilerle çalıştım. | Open Subtitles | لقد كنت أعمل مع المحاميين و المحاسبين طوال الصباح |
| Bütün sabah, ona karşı daha nazik ve sabırlı olsaydım keşke diye düşündüm. | Open Subtitles | طوال الصباح كنت أتمنى لو أنني كنت أكثر لطفاً و صبراً معها |
| Delirdi. Bütün sabah saça baktı. Durmadan baktı. | Open Subtitles | إنه مجنون، طوال الصباح كان يحدّق في الشعيرة |
| Her Cumartesi ona yapıp Tüm sabah çizgi film izlemesine izin verirmişsin. | Open Subtitles | عملتها له كل يوم سبت و سمحتِ له بمشاهدة الكرتون طوال الصباح. |
| Peki, domuz eti fiyatları Tüm sabah düştü. | Open Subtitles | أسعار اللحوم تلك إستمرت بالإنخفاض طوال الصباح |
| Ben Bütün sabah malzeme brifingleriyle uğraşırken sen savaş atlayışları yaptın. | Open Subtitles | تقوم بالقفزات القتاليه و انا احدد المؤن المطلوبه طوال الصباح |
| Hey. Sizi Bütün sabah aradım. | Open Subtitles | هيه ، لقد كنت أتصل على جهاز النداء طوال الصباح |
| Eve gelmeden önce Bütün sabah çalıştı. | Open Subtitles | لكن كان يدرس طوال الصباح قبل أن يأتي إلى الشقة |
| Hayır, kadın Bütün sabah evde olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | كلا الزوجة قالت بأنها كانت في المنزل طوال الصباح |
| Bütün sabah buradaydı, neler olup bittiğini gördü. | Open Subtitles | لقد كانت هنا طوال الصباح ورأت ما كان يحدث |
| Tatlım! Bütün sabah özel bir projeyle ilgilendim ve çok yoruldum, o yüzden... Fifi'yi sen gezdirir misin? | Open Subtitles | عزيزي كنت أتمرن طوال الصباح وأنا منهكة لذلك هلا نزّهت فيفي بالنيابة عني ؟ |
| Bütün sabah koltukta böyle yatıp durdun. | Open Subtitles | لقد كنت ترتمي على هذة الأريكة طوال الصباح |
| Kendin de gidebilirsin, Bütün sabah orada oturdun, ...gittiğimden beri yerinden kımıldamamışsın bile. | Open Subtitles | بإمكانك الذهاب بنفسك دائماً تعلم، لقد كنت جالساً هنالك طوال الصباح أنت حتى لم تتحرك منذ رحلت |
| Kahretsin, Bütün sabah buna çalışmıştım. Ne biliyor musun? | Open Subtitles | تباً ، لقد عملت على هذا الأمر طوال الصباح |
| Sizi bilmiyorum, ama Bütün sabah bu iş ilanlarını inceledim. | Open Subtitles | لا أعلم بشأنكم و لكنني كنت أقرأ إعلانات الوظائف طوال الصباح |
| Siz kediler! Bir şey yaptım ve Tüm sabah peşimdeydiniz! | Open Subtitles | ..أنتم أيها القطط شىء تلو الأخر طوال الصباح |
| Jake Tüm sabah aradı. Konuşması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | جايك كان يتصل طوال الصباح يقول إنه بحاجه ليتحدث معكِ |
| Tüm sabah neredeydim, biliyor musun? | Open Subtitles | انا اقصد, هل كنت تعرف أين انا طوال الصباح? |
| Daha önceden polislerle çalışmış bir cenazeciyle Tüm sabah telefondaydım. | Open Subtitles | كنتُ أكلّم طوال الصباح مدير جنازات أعدّ مآتم العديد من رجال الشرطة |
| Dürüst olmak gerekirse Bütün sabah boyunca düşündüğüm tek şey oydu. | Open Subtitles | على متن اول طائرة الى نيويورك حسنا لكي اكون صادق هذا كل ما كنت افكر به طوال الصباح |
| Hayır ama tüm gün herkese kötü kötü bakıp durdu. | Open Subtitles | لا ولكن كان هنا طوال الصباح يحدق في الجميع،بشكل غريب |
| Benzer hareketleri Sabahtan beri görüyorum. Sanki tüm kasaba yarı uykuda. | Open Subtitles | لقد لاحظت سلوك مشابه طوال الصباح يبدو كأن المدينة شِبه نائمة |
| Bütün gün ondan bundan konuşacaksın diye gidip bir oda dolusu buruşuk kıçlı ihtiyara yalan söylemek istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد سماع الكذب في غرفة تغص بالمصوتين العجائز. لأنك تريد التحدث بخصوص العمل طوال الصباح اللعين. |