(gönüllü olup gelen herkes affedilecek) (Teslim olmak için sığınaklara gelin) | Open Subtitles | اللذين يأتون الآن طوعاً لن يقتلوا .. تعالوا إلى الملاجيء للإستسلام |
Değerlendirmesi çok iyiydi, bırakmamın tek yolu, gönüllü olarak istifa etmek. | Open Subtitles | كان تقييمها ممتازاً، والطريقة الوحيدة لأترك منصبي هي أن أستقيل طوعاً |
Açıkçası umduğumuz ve istediğimiz şey... içinizden buna inananların resepsiyondan sonra... gönüllü olarak bu belgeleri imzalamalarıdır. | Open Subtitles | نأمل أن هؤلاء مَن يصدقون الأمر سيتقدمون بعد الاستقبال ويوقعون على هذه الشهادات طوعاً |
Ya isteyerek verdiniz, o da kişisel bilgilerinizi o bilgilerin dışında tutmalıydı... | Open Subtitles | التي أعطيتيه إيها طوعاً وكان يفترض أن يترك معلوماتك الخاصة |
Bazıları isteyerek diğerleri debelene debelene. | Open Subtitles | بعضهم رحل طوعاً. والبعض الآخر بعد صراع عنيف. |
Birkaç komi askerimizi kaçırıyor ve kendi isteğiyle karşıya geçtiğini iddia ediyorlar. | Open Subtitles | بعض الشيوعيين قاموا بخطف جندينا وادعوا أنه عبر طوعاً |
Bak tatlım, adam işbirliği içerisindeydi. Kendi rızasıyla olay yeri inceleme ekibinin dairesini araştırmasına izin verdi. | Open Subtitles | إسمعي يا عزيزتي، لقد تعاون معنا لقد سمح طوعاً لوحدة الجرائم بدخول شقتهم. |
Nasıl olur da Bania'yla gönüllü olarak zaman geçirmek isteyen birini örnek alabilir? | Open Subtitles | كيف لها أن تحتذي بشخص اختار طوعاً قضاء الوقت مع بانيا؟ |
Onun çek defterini gönüllü olarak alabilirsin ya da kazara ölmüş birinin sigorta poliçesini. | Open Subtitles | تستطيعين الحصول عليها عن طريق تدقيق حسابه طوعاً أو عن طريق وثيقة تأمينه |
Anlaşmadaki payından gönüllü olarak vazgeçmeni istiyoruz. | Open Subtitles | نريدُ منك أن تصرف إهتمامك ,عن التسوية طوعاً |
Madem ki onlar gönüllü olarak bunu yapmıyorlar, ...bizler de zor kullanmak durumundayız. | Open Subtitles | ولأنهم لا يقومون بذلك طوعاً فيجب علينا أن ننتزعه منهم |
Yeni askeri yönetim göreve geldiğinde Amerika'nın güvenini kazanmak için gönüllü olarak silah yapım çalışmalarına son verilmiş. | Open Subtitles | عندما أستلمت الحكومة الجديدة المهمة أرادو أن يفوزو بتأييد الحكومة الامريكية لذا تخلوا طوعاً عن تطوير الأسلحة النووية |
Başka evraklar için gönüllü olmayacağız. | Open Subtitles | نتوقف طوعاً عن المزيد من الوثائق وحتى لا أريد المزيد من المكالمات أيضاً |
Ama bunları isteyerek yapıyorum çünkü adayıma inanıyorum. | Open Subtitles | ولكنني أقوم بهذه التصرفات طوعاً لأنني أثق بالمترشح |
Biliyorsun bazı muhbirler isteyerek işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | انت تعلم, بإن هناك مخبريين سريين تعاونو معنا طوعاً منهم |
Küçük kardeşim isteyerek yemek yemeyeli üç yılı olmuştu. | Open Subtitles | أخي الأصغر لم يأكل طوعاً منذ ثلاث سنوات |
Uzmanlık alanım yeniden eğitim ve sorgulamadır ve size söz veriyorum ki isteyerek veya istemeyerek bize katılacaklar tabii siz doğru yerlerde doğru zamanlarda doğru baskıyı yapabilirseniz. | Open Subtitles | أنا متخصص في الإستجواب و إعادة التأهيل و بوسعي أنْ أؤكد لكم إنّ الناس إنْ إنضمّوا لنا طوعاً أو كراهية فلن يفرق ذلكَ طالما كنتم تعرفون كيف توردون الإبل |
Peder Joe burada oda arkadaşıyla birlikte kendi isteğiyle kalıyor. | Open Subtitles | القسّ (جو) يعيش هنا طوعاً مع زميله في السكن. |
kendi isteğiyle teslim olmasını sağlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني ضمه إلينا طوعاً |
Nitekim Mirae Motor bunun aylar önce planlanmış bir seyahat olduğunu Bay Jo'nun savcılığa kendi rızasıyla gideceğini belirtti. | Open Subtitles | مع ذلك، أعلنت الشركة بأن رحيله كان مُقرراً منذ شهور. وأن السيد "جو" سوف يمثُل طوعاً بمكتب الادعاء العام. |
# Kalbim tasarruf yapmakta, hep yastayım bu hayatta # | Open Subtitles | "لقد سلمتك قلبي طوعاً منيّ" |
Ya kalkıp kendi isteğinle gelirsin ya da seni sürükletirim. | Open Subtitles | إمّا أن تنهض وترافقنا طوعاً وإلاّ أمرتُ بجرّكَ إلى الخارج |
Kendi isteğimle gidiyorum, ve bunun sonuçlarına razıyım. | Open Subtitles | حيثما سأذهب ، سأذهب طوعاً مني وأنا في حالة سلام مع المستقبل الذي ينتظرني |
Zorla ya da kendi seçimimizle. | Open Subtitles | إما طوعاً أو كرهاً, |