Onun ki her zaman serttir ve gün boyunca beni boşaltır. | Open Subtitles | انها علي حق انه قوي جدا و يجعلني مثاره طول الوقت |
Peter Ward'ın dünkü konuşmasını çok beğendim -- her zaman Gaian olmak mümkün değil. | TED | أنا أعجبتي كلمات بيتر بالأمس، لم تكن جايانية طول الوقت |
Aramızda bir ateş gibi her zaman o mücevherler vardı. | Open Subtitles | لقد كانت هذه الجواهر بيننا كالنار طول الوقت |
Ayakkabılarının resmini çektim, sonra birbirimize teşekkür edip kendi yolumuza gittik. Aslında ben bunu hep yapıyorum. | TED | وأخذت صورة لحذائه، وشكرنا بعضنا البعض وذهب كل منا لطريقه. لكن أنا أفعل هذا طول الوقت. |
Karımla konuştum ve artık biliyorum ki o hep yukarıdaymış. | Open Subtitles | الآن, وبعد ان تحدثت الى زوجتى اعرف انها كانت فوق طول الوقت |
Benim de Bunca zamandır tam olarak yapmaya çalıştığım şey bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما كنت احاول القيام به طول الوقت |
Bayan Webster, fazlasıyla kendimi kontrol edebilirim her zaman. | Open Subtitles | انا يا انسة منتج ضبط النفس بالجالونات طول الوقت |
Sana her zaman iyi davrandı. | Open Subtitles | يالك من مرهف الإحساس لقد كانت لطيفة معك طول الوقت |
her zaman bu kadar akıllı olmaktan vazgeç. | Open Subtitles | يجب ان تتوقفي عن كونك ذكي طول الوقت, ضغط شديد. |
-Ben her zaman senin şovunu izlerim.-Herkes izler. | Open Subtitles | اشاهد برامجك طول الوقت كُلّ الاشخاص يفعلون |
Bilirsin, her zaman çalışıyorum. Ve kendimi yaşlı hissediyorum. Bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل طول الوقت ، و ذلك يشعرني بأنني كبيرة أنا لا أدري |
her zaman içimde. | Open Subtitles | بداخلى طول الوقت ، أنت تقريبا سوف تشعر بالأسى على كل شخص آخر |
Sana yardım ediyordum Ethan. hep aradım durdum. | Open Subtitles | لقد كنت أساعدك يا إيثان كنت أبحث طول الوقت |
Oh, James, James, İngiltere'de de benimle hep sevişecek misin? Gündüz ve gece. | Open Subtitles | جيمس, جيمس هل ستظل تحبنى طول الوقت فى انجلترا ؟ |
hep kendimi öldürmekten bahsederdim ben. | Open Subtitles | لقد اعتدت ان اتكلم عن قتل نفسي طول الوقت |
Ben hep oradaydım, onu öldürüyordu, olanları gördüm. | Open Subtitles | كنت هناك طول الوقت كان يقتلها ورأيت ما حدث |
Zavallı yaşlı köpek, hep acı içinde. | Open Subtitles | ذلك الكلب العجوز مسكين .إنه يعاني وحده طول الوقت |
İyi akşamlar, beyler. Aile kavgası, hep olur. | Open Subtitles | مساء الخير سادتى , انها مناقشات عائلية تحدث طول الوقت |
Ama Bunca zamandır burnunun dibinde olan bir şeyi kaçırdın. | Open Subtitles | ولكن اخطأت شيئ واحداً كان أمامك طول الوقت |
Bunu başından beri biliyormuş gibi davrandım. Seni sınırlarının sonuna dek zorladığımı düşünüyor. | Open Subtitles | ادعيت أنني كنت على علم بذلك طول الوقت ...هو يعتقد أنني دفعتك ودفعتك |
Boya tamamiyle düşük ölçekli kimyasaldan. ki bu durum Bütün gün boyunca bir odanın içinde çalışan biri için çok önemlidir. | TED | الطلاء من نوع ذو كيماويات منخفضة، وهذا شي مهم جداً عندما تعمل في الحجرة طول الوقت. |
Bütün o süre boyunca Muffy'nin arabann dsnda agladgn duydum. | Open Subtitles | كنت اسمع مافي يبكي خارج السيارة طول الوقت. |
Böyle de sürekli ATM'lerden çekmek zorunda kalıyordum. | Open Subtitles | لكن هذا عنى أنني كنت أسحب أموالاً من أجهزة الصراف طول الوقت |
Bu kızlar okulda bütün zaman boyunca bunu yapmıyorlar mı? | Open Subtitles | تعرفين ، تلك الفتيات في المدرسه والـلاتي ،يفعلنها طول الوقت |