Sonra arkamı döndüm başta eşimle konuştuğunu sanmıştım sonra direk bana baktığını fark ettim. | Open Subtitles | فاستدرتُ، في البداية ظننتُه يقصد زوجتي، ثمّ أدركتُ أنّه ينظر إليّ |
Bu işin bittiğini sanmıştım, ama bitmemiş. | Open Subtitles | ظننتُه نُسي مع التقادم لكنّه لمْ يُنسَ |
Ve olduğunu düşündüğüm kişi olmadığını görünce çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | و كنتُ مندهشاً جدّاً لأنّه لم يكن كما ظننتُه |
McManus düşündüğüm kadar aptal olmayabilir. | Open Subtitles | تعلَم، ربما لا يكون (ماكمانوس) غبياً كما ظننتُه |
Kiracın olduğundan bile haberim yoktu. Boyacı falan sandım. | Open Subtitles | بل إنّي لم أعلم بوجود مستأجر عندكَ، ظننتُه دهّاناً أو ما شابه |
Önceleri rüya sandım ama sonra hep... | Open Subtitles | 07 . في بداية الأمر ظننتُه حلماً، لكن دائماً.. |
Hangisi olduğunu düşündüğümün önemi yoktu. | Open Subtitles | لا يهمّ أيّهما ظننتُه القاتل. |
İlk başta ben de sebebin nefret olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | في الأوّل ظننتُه المقتَ أيضًا.. |
Tanrıya şükür! Ben de bu şey kırıldı sanmıştım. | Open Subtitles | الحمدلله ظننتُه معطّلاً |
Hayvan olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتُه كان حيواناً |
İlerleme gösterdiğini sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتُه يحاول استيعاب كلّ ذلك |
Benim hatam. Arkadaşım evi sanmıştım. | Open Subtitles | -أخطأتُ، ظننتُه منزل صديقي |
Tam düşündüğüm gibi. | Open Subtitles | هذا ما ظننتُه دوماً |
- düşündüğüm gibi. | Open Subtitles | -نعم، هذا ما ظننتُه . |
Sadece Miguel tam olarak düşündüğüm kişi değilmiş. | Open Subtitles | المسألة أنّ... (ميغيل) ليس من ظننتُه |
Başka bir amacı var sandım. | Open Subtitles | ظننتُه يُجري أحد حيله. |
Pardon. Grayson sandım seni. | Open Subtitles | ظننتُه (غرايسون ). |
Aslında ne düşündüğümün önemi yok. | Open Subtitles | لم يعد ما ظننتُه مهمّاً الآن. |
Ama ne düşündüğümün de farkındasındır. | Open Subtitles | لكن كُنت تعرف ما الذي ظننتُه. |